Bana kendini anlat... Anlat artık lütfen... Bunu çok istiyorum... Adana sokaklarında koşan o yaramaz çocuğu Ve türlü haşarılıklarını öğrenmek istiyorum Bazen kirli suratıyla dondurma yalarken düşlüyorum Bazen kavga edip diş bilerken Sanki hiç ağlamamış gibi Ağlarken aklımda canlandıramıyorum Hoşlandığı kızı yan gözle süzerken Kara gözlerini görüyorum Tatlı bir maskara gibi saçını çektiğini Dudaklarının üzerindeki süt lekesini siliyorum Kucağımda usul usul şarkılarla uyutuyorum... Şimdi ayın haleleri gibi hareketli gözlerinde Ben çoğu zaman o çocuğu görüyorum Masum ama dişli Sevimli ama gösterişli de bir yandan Yemekten önce çorbasını içen Hoş bir adama dönüşmüş şeker portakalı Bana kendini anlat Bana kendinle ilgili herşeyi anlat Anlat ki aklımın destanlarında bir kapı daha açılsın Bir odan daha olsun ruhumun topraklarında Ölmeden masalını anlatacağım ne çok yüzün var Hiçbirini unutmayayım Biliyorum yanımda gidecek çoğu Ve ben yazmak için seni Dirileceğim her defasında Ateşe koşan bir mecusi gibi Hayatın her varoluşunda...
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
öyle güzel çoçuklardık ki yüzerken sularda mutluluk yüzümüzü okşardı pamuk gibi sevdiğimizin ellerini tutarken elimizdeki oyuncak bebeğimizdi severken onun saç tellerini içimizdeki duygular da gezerdi..
II (ben) öyle kirli çocuklardık ki sularda çalkalanırdı hırçınlığımız çizerken duvarlara ,kazıyarak yaptık kalplerimizi kanarken parmak uclarımız, uçardı yüreklerimiz şimdi geride kaldı ağaçlara çizdiklerimiz
işte ben ve sen ikiside sevi analatan iki bölüm.... ama bu sayılmaz SENİN İÇİN YAZACAĞIM....
işte bende onu diyorum. inasnlarda ürünler gibi çeşitlidir.üstüne düşülürse sera yaparsın ama meyvesi o kadarda leziz olmaz. yorulduğun için hiç tad alamazsın. ikimiz farklı yetişmişiz sen akdeniz narinliğini severken ben kışı seven bir ağaç.
Çünkü her şey heryerde yetişseydi,insanlar aynı ürünleri yetiştirebilirler ve bu da dengesizliğe,bazı ürünlerin yokluğuna sebep olurdu.Ama üstüne düşülürse,herşey heryerde yetişir bence.
ne düşünüyorum biliyormusun ; aslında hiçbirşey düşünmüyorum biliyormusun.Evet haklısın geride bırakmak gerekir doğru. sana bir şey soracam " Cancağızım portakal neden iç anadoluda yetişmez düşündünmü ?" işte bu böyle bir şey akdenizden al getir dene olmuyor. şimdi yeni şeyler yazıyoruz bak görmüyormusun :-)
dedim ya çok farklıyız çoook :-) sen sokağa oyun için çıkarken ben yaşamak için çıkardım. üzerim hiç temiz olmadı. eve yatmadan yatmaya giderdik. eve geldiğimde bile kimse farkıma varmazdı yine varmazlar neyse :-) ben hala ne düzgün konuşurum ne düzgün yazarım. beni hep birileri düzeltmeye çalıştı ama ben hep kendi kendimi düzeltmesini bildim...okul sırasında usluydum zeki sayılırdım ama sokağa çıkınca iş başka ...ben hala öyleyim belkide.... işte biz gün gibiyiz sen gündüz ben gece.... ben geceyi severken sen gündüzü seviyorsun ORTAK NOKTA İKİMİZ BİR GÜNÜ SEVİYORUZ :-) ters kutuplarda aynı şeyi sevmek....
Biliyor musun;ben kötü bir çocuktum.Yaramaz...Üstü başı kirli...Sokak oyunlarını seven ve küçük çocukları dövmeye meraklı...Eve temiz girdiğim görülmemişti. Öyle sarışın,dalgalı saçlı falan da değildim.Koyarım bir ara fotoğrafımı.Kısa kahküllü saçlı,kötü kötü bakan karagöz bir çocuk... Fakat kibar ve düzgün konuşan...Hatta büyüklerini uyaran öyle söylenmez diye...Okumayı öğrenmeden insanları düzeltmeye çalışan bir çocuk işte...
işte bende onu diyorum. inasnlarda ürünler gibi çeşitlidir.üstüne düşülürse sera yaparsın ama meyvesi o kadarda leziz olmaz. yorulduğun için hiç tad alamazsın. ikimiz farklı yetişmişiz sen akdeniz narinliğini severken ben kışı seven bir ağaç.
Çünkü her şey heryerde yetişseydi,insanlar aynı ürünleri yetiştirebilirler ve bu da dengesizliğe,bazı ürünlerin yokluğuna sebep olurdu.Ama üstüne düşülürse,herşey heryerde yetişir bence.
ne düşünüyorum biliyormusun ; aslında hiçbirşey düşünmüyorum biliyormusun.Evet haklısın geride bırakmak gerekir doğru. sana bir şey soracam " Cancağızım portakal neden iç anadoluda yetişmez düşündünmü ?" işte bu böyle bir şey akdenizden al getir dene olmuyor. şimdi yeni şeyler yazıyoruz bak görmüyormusun :-)
dedim ya çok farklıyız çoook :-) sen sokağa oyun için çıkarken ben yaşamak için çıkardım. üzerim hiç temiz olmadı. eve yatmadan yatmaya giderdik. eve geldiğimde bile kimse farkıma varmazdı yine varmazlar neyse :-) ben hala ne düzgün konuşurum ne düzgün yazarım. beni hep birileri düzeltmeye çalıştı ama ben hep kendi kendimi düzeltmesini bildim...okul sırasında usluydum zeki sayılırdım ama sokağa çıkınca iş başka ...ben hala öyleyim belkide.... işte biz gün gibiyiz sen gündüz ben gece.... ben geceyi severken sen gündüzü seviyorsun ORTAK NOKTA İKİMİZ BİR GÜNÜ SEVİYORUZ :-) ters kutuplarda aynı şeyi sevmek....
Biliyor musun;ben kötü bir çocuktum.Yaramaz...Üstü başı kirli...Sokak oyunlarını seven ve küçük çocukları dövmeye meraklı...Eve temiz girdiğim görülmemişti. Öyle sarışın,dalgalı saçlı falan da değildim.Koyarım bir ara fotoğrafımı.Kısa kahküllü saçlı,kötü kötü bakan karagöz bir çocuk... Fakat kibar ve düzgün konuşan...Hatta büyüklerini uyaran öyle söylenmez diye...Okumayı öğrenmeden insanları düzeltmeye çalışan bir çocuk işte...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.