59
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
2953
Okunma

Yıktın gönül köşkümü onarmak zor meleğim
Fallara seni sordum mutluluk yok dediler
Ayrılık hardan gömlek çaresizlik yeleğim
Yollara seni sordum mutluluk yok dediler
Duygularında cimri düşük tuttun fazını
Yağmur gibi yağdırdın sitemini nazını
Bir türlü göstermedin baharını yazını
Dallara seni sordum mutluluk yok dediler
Başıma taç eyledim sinemde yaktım harı
Özde seven bir yürek hep çeker ahu zarı
Sevgiyi işlemez mi, bin bir çiçekte arı
Ballara seni sordum mutluluk yok dediler
Vız gelir yüce dağın geçit vermez dumanı
Aşar tüm engelleri barındırmaz gümanı
Aşk ile seven her can yarar geçer ummanı
Sallara seni sordum mutluluk yok dediler
Umarsız yaraları açtın garip başıma
Elinde gürz çekicin vurdun sabır taşıma
Onca ırmak dar geldi akıp giden yaşıma
Sellere seni sordum mutluluk yok dediler
Aklım sırrım ermedi şu feleğin işine
Bir pervaneye döndüm yandım aşk ateşine
Leyla’nın Mecnunuyum düştüm sevda peşine
Çöllere seni sordum mutluluk yok dediler
Gördün mü tek başına sevgi saygı dereni
Bir umutla yokladım bütün dostu yareni
Aynı şeyi söyledi tüm ermişi ereni
Kullara seni sordum mutluluk yok dediler
Deli gönül şad olur sorsan haftada ayda
Duygular yorgan yaktı çığlıklar etmez fayda
‘’Ellerim bom boş kaldı’’ umutlar çıktı yayda
Kollara seni sordum mutluluk yok dediler
Maziye bir göz attım içimi açtım bugün
Dertlerimi ortaya döküp de saçtım bugün
Ayrılık şerbetini doyunca içtim bugün
Dillere seni sordum mutluluk yok dediler
Kul IŞIK söyletmeyin içimde yaralar çok
Kime kanıp yandıysam sırtıma sapladı ok
Kapattım tüm defteri yarınımda umut yok
Yıllara seni sordum mutluluk yok dediler
Azimet IŞIK İSTANBUL
Şiirime sesiyle destek olan Siyahgeceme saygımla