1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
779
Okunma

Artık, benim için sevgi dolu şiirler yazan bir adamla
beraberim.
Dedi.
Hmm, dedim.
Duymadı.
Hem sen dedi, biliyo’ musun içindeki bu katranı hiçbir
zaman boşaltamayacaksın.
Bu benim bedduam değil.
Ama dedi boşaltamayacaksın işte.
Ne demem gerekirdi.
Bütün bu nevrozların, savunma mekanizmaların,
Hepsi bilerek yaptığın şeyler, dedi.
Otomatik kapı çarpsın diye basamakta duruyo’sun.
Hiçbir zaman kendini anlamaya ya da anlatmaya
çalışmadın.
Hiçbir zaman ruhumu anlamaya çalışmadın.
Vitamini hep kabuğunda sandın.
İçimdeki pişmanlık duygularını boşaltıyor gibiydi.
Söylemesine izin verdim:
Sen hayatımda tanıdığım en kötü karakterli insansın.
Hiçbir zaman da bu dağ gibi olan bencilliğin
aşınmayacak.
Sürekli birilerinin canını yakacak, kanını emeceksin o
dağ gibi egonla...
...
Bütün gece dinledim…
Kendime itiraf edemediğim her bir şeyi haykırdı, kustu,
fısıldadı.
Sonra sızdı kaldı…
Sonra yataktan doğruldum.
Pantolonumu giyip, ceketimi aldıktan sonra sokakta bi’
sigara yaktım.
*
...
Tüm bunlar bir masturbation güncesi değil işte…
Çok önce ya da
Çok sonra
Bu Çok eski hikâyede
Çok sonlara doğru yaşanılan-yaşanılacak
Çok sanıcılı bir
Şey, neurosis.
Aslında şimdi sen
Bunu hissetsen…
O,
Değil
De.
Ne diyo’ dun...
5.0
100% (1)