2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2437
Okunma
DEĞİRMEN TAŞI !
Dibi delinmiş , kulpsuz dünyada
İzbe sokaklarda, mahpus gözlerle
Anastezili bir hasta gibi
Keder yüklü bulutlar altında
Umutla umutsuzluk arasında
Diyojen feneri elimde
Aradım seni,
“Gölge etme başka ihsan istemem” dedin
Kar beyazı bulutlar arasında kayboldun,
Zehir zemberek nağmeler yazdım ardından
Martılar kanadında , kanarya gagasında yolladım
Buğulu gözlerle geri döndü,
Zaman durdu, umut söndü
Yüreğimdeki ateş
Saman alevi gibi söndü,
Yel kovanı kırılmıştı usumun
Kapadım gözlerimi derin düşlere daldım;
Tahta kapılı kerpiç duvarlı sırça yuvasında
Bezir çırası ışığında
Sütünü emziriyordu altın saçlı toprak
Canlı cansız tüm yavrularına
Yağmur yüklü bulutlara bakarak,
Yel değirmeni, rüzgârı
Su değirmeni ,buğdayı
Hayat değirmeni , insanı
Un ufak ederek öğütüyordu ,
Lokman Hekim ,Eshâb-ı Kirâm ile Ehl-i Beyt
Çaresiz dertlere aradılar bir aşı
Ama, kuş tüylü ,leylak kokulu zalim hayat
Olmuş bir değirmen taşı
Durmadan öğütüyordu
Hep insan başı !
Yahya AKSOY
5.0
100% (2)