Düşüncelerim birbirine dolanmış,
Kördüğüm yürüyorum adım adım karanlık sokaklarda.
Adın yarenlik eder ürkek adımlarıma.
Gülüşün gelince aklıma,kızarır en kırmızısından yanaklarım.
Ve o an;
Laleler kıskanır, güller utanır renginden.
Islanmış kaldırımlar, dizlerim taşıyamıyor ruhumu.
Zembereği kopmuş saatlerin
Kaça kaç var belirsiz, bana sen varsın...
Ufacık bir kedi yavrusu ben, ıslak ve kimsesiz,
Ruhsatsız ayrılıkların kurşun bakışları kol gezmekte.
Tarifim imkansız, failim sen...

Caddelerde kokun kalmış,
Aklımın odalarında adın.
Düzenbaz lodos binbir dolap döndürüyor,
Saçlarım karışıyor, bir gazetenin üçüncü sayfası havalanıyor gökyüzüne,
Ardısıra hayallerim...
Ters esiyor yüreğime lodos.
Sol yanımdaki ateşin dumanında zehirleniyor özlemlerim...

Eski püskü bir araba geçiyor bu caddeden,
Doldurmuş yitik sevdalardan arda kalan hüzünleri.
Ağır aksak uzaklaşıyor yanımdan.
Nasıl da tanıdık, nasıl da ben bir görsen.
Sonra bir otobüs durağında buluyorum kendimi.
Eski yeni, bir sürü yazılar duvarlarında,
Ve aralarından senin adın takılıyor gözüme.
Muallakta kalıyor bütün senli düşlerim.
Elbet birgün deyip iç çekişlerim son bulur mu bilmem.
Laldir bu sevdamın dilleri cancağızım.
İsyanlar faydasız...

Can çekişen yüreğimin tesellisi hayallerime,
Bir kibrit daha çakıyorum...
Hani mesela diyorum,
Tutsan ellerimden,
Üstündeki ölü toprağından silkelensen!
Leylak renkli elbiseni giyysen mesela,
Adın çınlarken aklımın odalarında
Ölümsüz olsak mesela,
Zamanın ötesine,zamansızlığa kanat çırpsak.
Kuşlar kıskansa bizi mesela.
Yer gök aşk koksa...
N e dersin?


Sessiz Peri