6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2218
Okunma

yaralarıma tuz bastı kara peçeli gece.
çoktan idam edilmiş bir adamın soğuk cesedinde zaman.
yüreğin(m)in sesi
eski bir şarkının notalarında boylu boyunca uzanıyor ey yâr.
şehr-i İstanbul’un eskimiş cemali
ve
cennet’in eşiğinde bekleyen dolunay.
usulca fısıltıyor yokluğunun yoksulu acıları,
saçlarım ;
kanadı kırık serçenin yalnızlığına asılı.
fütursuzca.
bir fincan derun-i aşk buldum,ölüm kokan ceplerimde.
çekilmiş surlarından maviliği
belli ki
unutulmuş gemiler mekanı.
şimdi..............
tüm şairler seni görmek için kapattı, gözlerini
caddede yuvarlanan misketlerde.
Sultan Ahmed kör mi ki beni saklambaç oynarken bulamadı?
gök kana bulanırken
Kız kulesi bağrına basmakta hüznünü.
bir çıtırdı koptu b(s)enden.
bir şiire gebe kaldı,beyaz duvaklı kağıt.
Haydarpaşa’ya yangın alıverdi arsız bir rüzgarın valsinde.
saat sensizliğin ıssızlığına kör düğüm.
’çöz artık ’ dedi Emirgan laleleri.
suskun bakışlar,bir martının canhıraş kavgasında.
üstü başı yırtık sokak çocuğunda suretim.
içimde koca bir s(b)en var cancağızım.
kelamda hicran kesiği
ve
bendeniz yine sensiz sehr-i İstanbul.
gün doğumlarında arsızca sırıtan hicrana inat
yüreğimde müebbet yiyen âdem.
Meryem’in susma orucundayım.
senden vazgeçemem iki gözüm...............
gordion
07/12/2011
5.0
100% (7)