düşleri(m)n reisi tanı(yama)dığım bir şehir gibi...
hayli zaman oldu kendimden gideli çok zaman var ki içime giremiyor(d)um bir türlü soğuk bir çay kuru bir simit gibi içsizdim hep inanki
sen geldin birden daha yeni yabancıydım sana da bu geçmiş gibi istedim illa kapını arala içine al beni ama sakın sakın değme bana dedim hep sana sevgili
hafızamdan silik bir mevsim gibi birazda karışık bir bahar rengi mavide gülüyor(dun) yüzüme adam telaşlı biraz birazdan çok inatçı belki var belki yok sanki hafzalamda terleyen bir düşdü ki sessizce özlüyor(dum) onu ve o bunu hiç hiç bilemedi bilmeyecek di
elleri üşürdü içimin o bilirdi hep ellerini g/özlerdim bunuda bildi ısınmak için dedim belki dedim bekle(me)dim yine gel(me)di
sabrımın sokaklarında koştukça ben ona kanadı tüm sözler dilimin lal çukurlarında dolaştı yüzü aklımın kör tuvaline söyleyemedim ona yine de ürktü içim çözülemedim bir türlü işte
o tıpkı düşecek bir damla gibi durur avuçlarımda oynarım onunla böyle tam bir çocukca örselerim biraz onun rengini bazen de sever gibi yaparım sinemde kaçkın telaşlar ah çok yeni azcıkta kaygı ve telaşlı köşe başı üşüyen lamba ateşe vuran kelebek çırpındı çırpındık ,çırılçıplaktık
taze bir sabah demiydi titredi adımlarım heyecanla göğsümün tıkları düştü birden dudaklarıma söylemek istedim ne çokça şey var ya onlarca şeyler ona ne çok şey bilsen tonlarca
sonra içimde (y)doğruldu birden adam içine (d)yoğruldum hemen sevmek onu ah sevmekten nasılda yoruldum
soğuk bir buse değdi alnımın k/arasına
kirpiklerime vurdu o içli sesi saçlarımda gecenin koyu yüzü okşadı tel tel rengimi sev(in)dim ve dedim ki
öpsün soluğu hemen yalnızlığı mı dudaklarına usulca değdim öyle yakın öyle yabancı ben k/okuyor/du bütün gözleri
ve bilsen kaç zamanın hayaliydi ve kaç yıllık bir özlemimdin ki yine de sana gelmekten korkuyor(d)um ben adam
(geceyim şimdi teninde s/aklında uyut beni ve sakın içime girme)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kimi siirler tüylerimi diken diken ediyor kara gecelerin ay yoksunu sabahlarina dogmayan günesler olursa ya ...diye devam edip hayiflandigim seytana... Yine o anlardayim.
Sahi sahi sairem ya duymazsa c/agriyi... ki yürek c/agrilarda...
Kirpiklerime vurdu içli sesi Saçlarımda gecenin koyu yüzü Okşadı tel tel rengimi Sev(in)dim Ve dedim ki
Öpsün soluğu yalnızlığı mı Dudaklarına usulca değdim Öyle yakın Öyle yabancı Ben k/okuyor/du gözleri
Şiir baştan sona cesaret isteyen mısralarla dolu..genelde nihan kalan duyguları daha üstü kapalı ifadelerle mısralara aktaran Mehtap Hanım,bu sefer olanca cömertliğini sergilemiş..açıkçası ben bu kadarını ummazdım ve beklemezdim...
Hani şiirler şairlerini az çok yansıtırlar ya heralde o yüzden,benim bu düşüncelerim..kendini pek açmayan,ya da doğrudan içini kaleme dökmeyen bir kalemin bu denli açık ifadelerle kendini anlatması tuhafıma gitse yeridir heralde.. o kadar sıkılmış hatta bunalmış ki şaire hanım,bir yorum da bir arkadaşı, hadi kar topu oynayalım geçer içimizin yangınları ,demiş...
Anlayamadığımız ne çok şey var hayatta..hayat,biz bir şeyleri arzularken başımızdan geçenlerdir,demiş zatın biri..biz buna nasip,diyoruz ..daha genel ifadeyle ''Kader '..aslında şunu da unutuyoruz belki farkına varmadan..her şikayetimiz az çok kaderi tenkide giriyor..Üstat Bediüzzaman Hz.leri ne güzel ifade buyuruyor: 'Her şey kader ile tanzim edilmiştir,kısmetine razı ol ki rahat edesin '...Bizler her halimize şükredenlerden olmalı ve her daim 'Elhamdulillahi ala kullihal ' demeliyiz ...yanlış okumalarımız var yanlış algılarımız var hep..ya gözlerimiz buğulu ya da yanlış açıdan bakıyoruz ..Rabbimizdir veren ve O'dur alan..biz belki de dar bir pencereden baktığımız içindir perde arkasını göremiyoruz ( sözlerim evvela kendi nefsime)..Oysa Rabbimiz hakkımızda en hayırlısını verecek olandir...
Deme neden bu böyle Yerincedir o öyle Bak sonunu sabreyle Mevla görelim neyler Neylerse güzel eyler .... diyor hemşehriniz o büyük insan İ.Hakkı Hz.leri...
Kaleminize ümitsizliği de bu kadar açık ifadeleri de yakıştıramadığımı tekrar ifade ediyorum..şiir çok güzel ben çok beğendim..hatta yer yer çocukluğuma yürek yangınlarıma gittim, geldim.. ama bu tarz sizin tarzınız değil ve olmamalı da..umarım açık konuştuğum için kırılmazsınız...
Son sözlerimi şiirinizde en çok etkilendiğim bölümlerle bitireyim . Rabbim ebeden yar ve yardımcınız olsun...
O tıpkı Düşecek bir damla gibi durur avuçlarımda Oynarım böyle tam bir çocukca Örselerim biraz rengini Bazen de sever gibi Sinemde kaçkın telaşlar yeni Azcıkta kaygılı Köşe başı üşüyen lamba Ateşe vuran kelebek Çırpındı Çırpındık
Belki sabah gelecek
Taze bir sabah demi Titredi adımlarım heyecanla Göğsümün tıkları düştü dudaklarıma Söylemek istedim Ne çokça şeyler Onlarca ona Ne çok şeyler Tonlarca
Kirpiklerime vurdu içli sesi Saçlarımda gecenin koyu yüzü Okşadı tel tel rengimi Sev(in)dim Ve dedim ki
Öpsün soluğu yalnızlığı mı Dudaklarına usulca değdim Öyle yakın Öyle yabancı Ben k/okuyor/du gözleri
direkt bu şiir değil genel bir fikir teatisi olsun..
öncelikle sayfama hoşgeldiniz Mürsel Hocam yorum için kalben çok teşekkür ediyorum.
şiirlerimde çok fazla açıklama yapmıyorum ve bunu hç bir şair açıklama gereği duymuyor malumunuz. ancak ifade buyurduğunuz gibi benim belirli bir tarzım var ve bunun be de çok kıymetli dostlarımda farkında.
onu hala koruyorum. ve ömrüm vefa ettiği sürece de korumaya devam edeceğim inş. canımdan dönerim ama çizgimden asla dönmem. bu kutlu biadımı bozmamak için kalbimi canımı siper eylerim Mevlamın izni ile inş.
ama şunu özellikle söylemek istiyorum. içimden dökülen her harfimin mana aleminde bir yeri vardır ve okuyup içinden çıktığım bir uyarıdan doğmuştur mutlaka.yukarıda alıntı yaptığınız bölüm tümüyle nefsani bir arzu değildir ve bunun tam tersi Aşkın insanı esir aldığı noktada buna dur deme mücadelesidir.
Aşk çok evrensel olduğu gibi aynı zamanda tutuklayan, sorgulayan veya sualsız yargısız mahkum edip ceza kesen bir yargıç tokmağıdır.
bir tapınaktır aslında.bir zindan bir yırtık gömlek belki daha çok.. bir cennet bir cehennem sahnesi gibi belki. ölmek var yeniden uyanmak var. anadan doğmuş gibi mahşere yürümek var. sorgu var telaş var. ve bu süreç dünya hayatında kazanılır buda yukarıda ifade ettiğim bazı üstü açık ifadeler ile yapılan mücade sonucu kazanılır.
uzun sözün sürgünü Aşk vurduğu gibi devirir bazen ve bazen de azledip özgürlüğe salar azgın rüzgarlar gibi.
şiiri yukarıdan en aşağı doğru okunduğunda insandaki ruh hali ve yaşanan med cezir içinde Hak ve nefs kıskacında ütopik bir dıygu savaşının yaşandığını anlayabilirsiniz.
ve aslında daha da gerçeği bizler şiir yazarken kendimizle beraber komşu duıyguların diline ve arzularınada müştak olup tercumanlık yaparız.
Rabbimiz Yüce Kuranda bizleri müttaki ve nefs esareti bir hayatın bekçileri olarak uyarır. ve aynı hal ile güzel ve çirkin olanı alnımıza çarpa çarpa öğretir benliğimize.
burada özellikle eklediğim video da ki esere dikkat çekmek istiyorum.
şiiri yazan şair duygularını bir nağme ile bağlar ve bu onun yazarken hissedip düşündüğü duyguların bir aynasıdır aslında.
Ömer karaoğlu. muhafazakar kesimin en kuvvetli sanatçılarından biridir malumunuz. bunun özellikle göz önünde bulunmasını ve sayfama uğrayan her dostumun buna dikkatini çekmek istiyorum.
bu ezgiyi dinlerken şiirin açılımı olduğunu mutlak mana da bilinmesini isterim.
yoksa nefsani bir arzuı olsa çok daha başka bir eser paylaşırdım buda malumunuz çok kolay ve çok olası bir durum..
ve yeniden tekrar şunu ifade etmek istiyorum.. yazdığım her mısra mana iklimimde yıkanır ve öyle düşer sayfama.
ve bu aldığım ilk tepki değil aslında ama sanırım dostlar bunu farklı algılıyorlar... yazarken şairin haleti ruhiyesi çok çok önemli ve çok öte bir mücadeledir... .....duruş ve tarzımdan dolayı haklılığınızda var tabi. ama benim için bu son. saklımızda tutmak en doğrusu sanırım
bunuda not düşmek isterim...
kıymet verip değerimizi hatırlattığınız için kalben teşekkür ediyorum...
Allahım bizi bizden ve bizide nefsimizden koruyup muhafaza eylesin inş...
Kirpiklerime vurdu içli sesi Saçlarımda gecenin koyu yüzü Okşadı tel tel rengimi Sev(in)dim Ve dedim ki
Öpsün soluğu yalnızlığı mı Dudaklarına usulca değdim Öyle yakın Öyle yabancı Ben k/okuyor/du gözleri
direkt bu şiir değil genel bir fikir teatisi olsun..
öncelikle sayfama hoşgeldiniz Mürsel Hocam yorum için kalben çok teşekkür ediyorum.
şiirlerimde çok fazla açıklama yapmıyorum ve bunu hç bir şair açıklama gereği duymuyor malumunuz. ancak ifade buyurduğunuz gibi benim belirli bir tarzım var ve bunun be de çok kıymetli dostlarımda farkında.
onu hala koruyorum. ve ömrüm vefa ettiği sürece de korumaya devam edeceğim inş. canımdan dönerim ama çizgimden asla dönmem. bu kutlu biadımı bozmamak için kalbimi canımı siper eylerim Mevlamın izni ile inş.
ama şunu özellikle söylemek istiyorum. içimden dökülen her harfimin mana aleminde bir yeri vardır ve okuyup içinden çıktığım bir uyarıdan doğmuştur mutlaka.yukarıda alıntı yaptığınız bölüm tümüyle nefsani bir arzu değildir ve bunun tam tersi Aşkın insanı esir aldığı noktada buna dur deme mücadelesidir.
Aşk çok evrensel olduğu gibi aynı zamanda tutuklayan, sorgulayan veya sualsız yargısız mahkum edip ceza kesen bir yargıç tokmağıdır.
bir tapınaktır aslında.bir zindan bir yırtık gömlek belki daha çok.. bir cennet bir cehennem sahnesi gibi belki. ölmek var yeniden uyanmak var. anadan doğmuş gibi mahşere yürümek var. sorgu var telaş var. ve bu süreç dünya hayatında kazanılır buda yukarıda ifade ettiğim bazı üstü açık ifadeler ile yapılan mücade sonucu kazanılır.
uzun sözün sürgünü Aşk vurduğu gibi devirir bazen ve bazen de azledip özgürlüğe salar azgın rüzgarlar gibi.
şiiri yukarıdan en aşağı doğru okunduğunda insandaki ruh hali ve yaşanan med cezir içinde Hak ve nefs kıskacında ütopik bir dıygu savaşının yaşandığını anlayabilirsiniz.
ve aslında daha da gerçeği bizler şiir yazarken kendimizle beraber komşu duıyguların diline ve arzularınada müştak olup tercumanlık yaparız.
Rabbimiz Yüce Kuranda bizleri müttaki ve nefs esareti bir hayatın bekçileri olarak uyarır. ve aynı hal ile güzel ve çirkin olanı alnımıza çarpa çarpa öğretir benliğimize.
burada özellikle eklediğim video da ki esere dikkat çekmek istiyorum.
şiiri yazan şair duygularını bir nağme ile bağlar ve bu onun yazarken hissedip düşündüğü duyguların bir aynasıdır aslında.
Ömer karaoğlu. muhafazakar kesimin en kuvvetli sanatçılarından biridir malumunuz. bunun özellikle göz önünde bulunmasını ve sayfama uğrayan her dostumun buna dikkatini çekmek istiyorum.
bu ezgiyi dinlerken şiirin açılımı olduğunu mutlak mana da bilinmesini isterim.
yoksa nefsani bir arzuı olsa çok daha başka bir eser paylaşırdım buda malumunuz çok kolay ve çok olası bir durum..
ve yeniden tekrar şunu ifade etmek istiyorum.. yazdığım her mısra mana iklimimde yıkanır ve öyle düşer sayfama.
ve bu aldığım ilk tepki değil aslında ama sanırım dostlar bunu farklı algılıyorlar... yazarken şairin haleti ruhiyesi çok çok önemli ve çok öte bir mücadeledir... .....duruş ve tarzımdan dolayı haklılığınızda var tabi. ama benim için bu son. saklımızda tutmak en doğrusu sanırım
bunuda not düşmek isterim...
kıymet verip değerimizi hatırlattığınız için kalben teşekkür ediyorum...
Allahım bizi bizden ve bizide nefsimizden koruyup muhafaza eylesin inş...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.