Var mı yok mu, belli değil azizim,
Sus pus, kenar kıyı, sorarsan diri.
Aç mı, tok mu, umru değil azizim,
Selâmsız’da mukim selâmsız biri.

Selâmunaleyküm Merhaba ne ki ?
Günaydın tünaydın sonsuz çelişki,
Zamandan kurduğu, sağlam ilişki,
Selâmsız’da hadim, selâmsız biri.

Ömrü ne ay bilmiş ne de güneşi,
Anasız babasız yokmuş kardeşi,
Yalnız dünyasında gölgeymiş eşi,
Selâmsız’da muzlim selâmsız biri.

Başına koyduğu hukuktan yastık,
Saçında kaşında siyah bir rastık,
Derseniz, biz onu rüşvetle bastık,
Selâmsız’da hakim, selâmsız biri.

Mektepten talimli, neşter ödülü,
Diplomaya sığmaz uzar kan gölü,
Zûlmünden nasipsiz, yalnızca ölü,
Selâmsız’da hekim, selâmsız biri.

N’apsın, helâl yolu sarınca sarpa,
Şimdi tetikçiymiş, meraklı darpa,
Günboyu önünde, eksilmez arpa,
Selâmsız’da geçim, selâmsız biri.

Şans talih piyango, her hafta toto,
Son sermaye cepte, hacizde oto,
Alemden armağan, albümlük foto,
Selâmsız’da mühim, selâmsız biri.

Hâl ki buruş buruş ekşimiş koruk,
Üst başta çulu yok, kelinde peruk,
Asar-ı lüzumlu, ilk çağdan metruk,
Selâmsız’da kadim, selâmsız biri.

Düğünde türkücü, belinden kıvrak,
Beş kuruşa kandı patronda evrak,
Pavyon sahnesinin ünlüsü Yaprak,
Selâmsız’da hacim, selâmsız biri.

Yakılan ateşten, ürkmez ki çömez,
Kıvılcım köz dahi bir nebze üzmez,
Piştiği kazandan, misaldir pekmez,
Kaynayan üzümden, söktükçe kiri,
Selâmsız’da nadim, selâmsız biri.



.