gece ilerliyor
uyku bir geliyor bir gidiyor
ellerim başımın üstünde
kah başım iki el arasında
gizli bir bakış tülün arkasında
dışarıda itiş-kakış

görünmezliğin aylak mirasçıları
şişeler, izmaritler, kabına sığmayan çöpler
insan atıkları, mahalleyi tütsülüyor iğrenç kokuları
çilekeş gece bekçisi
akasyanın aç kedisi

kedi kara
önümden geçer ara-sıra
uğursuzlara inat yorumlarım hayırlara

caz sesleri geliyor ilerlerden
parmakları kenetli çiftlerin seğirttiği köşelerden
kanı serinlemiş analar
şimdi fosur fosur uykudalar

ve sübyancı pezevenk
puştluğunun zulasında şehveti
tedirgin acemi korkulara
bol keseden dağıtıyor şerbeti

ve bir çocuk lostracı ufacık
rugan alacası elleri asılı sandığına
sarılı sandığına yıkıla yıkıla gecenin yüreğini kamçılıyor

ve sarhoş
gecenin ıssızlığında yankılanan nara
çatılan kaşlarının altında
sırlar döküyor kaldırım taşlarına

ameleler türüyor dünün yorgunluğundan arınmamış
ameleler tökezliyor aykırı kaldırım taşlarında
ameleler dünsüz-yarınsız
ameleler umutsuz

sabah mı olmuş ne
göz kırpmadan, elimde kalıp çıkardı pencerenin pervazı
parmak uçlarımda demir ayazı

bu gece ölenler - olanlar vardı
zaman kimini kucağına
kimini yatağına aldı

kar yağıyor
beyaz bana - ayaz bana
yorgunum yorgunum

Müsade Özdemir