2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
839
Okunma
cam kırıltısı
rüzgarsız şehre
esmer çocuk bir taşla elinde
cam eve gerip kolunu
boşalttı bir bir sustuğunu
dinlendi gözleri yanmaklıydı
acıya bakmaktan
duruldu çehre
ağlamaklıydı
ev
sessiz bakışlar ile
kursağı titreyen kuşlar arasında
yıkıldı sallanıp
küçük bir yaprak döndü ilkin havalanıp
kuşlar caydı göçmekten
yeniden üflendi ağız
yangın
ateş yürüyordu
en çok kendini yaktığı halde
kıvrılıp cezbeyle büyüyordu
biz
yalnızca kör pervaneydik
uzvumuz
mutlak aşkın içre tutuşurken
mutlak
ışkın
söndüğü bir anda öldük
kin
enkazından doğdu şehr
uykudan sıçradı çocuk
elinde taştan ziyade
taşında el vardı yaralı
attı kendini camdan
kırıl kırıl kırıldı
esmer parçalara saçıldı
çare
ne sen
ne ben
ne kanatlarımızın külü
şavktan azade körüz
rüzgar yok tenimizde
ev yok
gün yarı ölü
ucu ayağımdan çekilen bir yol ki
yol bile gitti
çare yok
veda
ve şehre üfledik
son eda
5.0
100% (8)