0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
545
Okunma

Geceyi boğarken karanlıklar,
bir anlamı varki diyorduk
akşamlarında başlayan güzellikleri
bazen bir deniz kenarında
dalgaların sesiyle mayışan sevdanın
bir masa başındaki muhabbetinden
göz göze gelen aşıkların
attığı kahkalarından anlıyorduk.
ilerleyen vakitlerde sarmaş dolaş
salaş bir restorandan sallanarak
çıktıklarını gördüğümde
Gecenin en bitmeyen çılgınlığı
başlardı vakitsizce aldırmadan kimseye
öfke yok,kapris henüz başlamamış
gurur a daha yenilmemiş sevda
hep kulaklarında aynı nakarat
aynı müzik var aslında.
üşüyen elleri cebinde olur kadının
adam sarılır soğun inadına
yıldızların gösterdiği yoldan bulurlar
çıkmaz sokaktaki evlerini
iki yada üç zorlamada açılır kapı
adam kucağına alarak kadını
girer kapıdan içeri,
ayağıyla iterekden kapatır kapıyı.
bir anda herşey değişir
kucağındaki kadının bakışlarında
kaybolur aşıklar.
ateş çıkarmaya başladığında
yutkunarak öpülen dudaklar
bir geceyi daha belirler
sabaha ışıklar ağarıpda günaydın derken
bitmiş olur o güzelim RÜYA.
kolumun üzerine yatıp
uyuduğunu sandığım kadın yok yanımda
onun sıcaklığıyla ateş aldığımı
düşünürken ben üşümüşüm aslında
aranırken yatağımın diğer ucunda
kaybettiğimi anlarım ben
yorulurum yine gözlerim dalar
ve hıçkıra hıçkıra ağlarım.
bu kadar yakın olduğumu
hissedelbilmişken ben hayallerime
güneşin doğduğunu kıskanırım.
bir anlamı olmadığını söylerim
gündüzlerin geceler kadar.
bütün ağırlıklarını omuzuma
yükleyen şehrin.
üzerime göçeceğini altında ezileceğimi
biliyorum
nedense ben gündüzleri
geceler kadar mutlu edemiyorum kendimi
onun için belkide bir anlamı var
gecelerden çıkıp gelen
karanlıkların kaybolduğu sabahların
ben böyle hatırlıyorum.........
.