0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
743
Okunma
Ben;
yürürken cam kırıkları üzerinde,
sırtına almıştı da
karşılıksız taşımıştı
Kaf Dağı’nın ötesine....
Yol;
uzundu, kırk gün kırk gece...
Ağaç kovuğuna saklamıştı da
kendi dışarda yatmıştı
otlara öylece...
Beni;
aç-susuz
bir başıma bırakmıştı da
uyanmamıştı,
bir de yaş bırakmıştı
yanağına öylece...
Yol;
yoktu düşününce,
başucuna yatmıştım da
bakakalmıştım gökyüzüne...
Önce ben!...
Beni önce!...