1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1543
Okunma

Kurdum tezgâhımı garip bir köşe başında,
Adımlarda endişe hastane yokuşunda.
Kimi yoksul nefesiyle tırmanıyor yolu,
Kimi yorgun halde arkadan bağlamış kolu.
Dumanı tüten üç baş yavaş yavaş kalkışta,
Bir de deli hem söylemekte hem de alkışta.
Havada hafif çise aralığın kışında,
Eli felçli dilenci hastane yokuşunda.
Kucağında annenin güzel yüzlü bir çocuk,
Belirgindi sabinin dudağındaki uçuk.
Anne şefkati gözlerinde tüten bir buğu,
Beyaz örtüsüyle gökyüzü gelinlik bir kuğu.
Bir gariplik var bu mevsimde göçmen kuşunda,
Öksüzdür insanlar ki hastane yokuşunda.
Kaldırımlar peltek konuşur çöpler avare,
Gülen yüzlerdir burada bir vakitlik kare.
Saygın kişiliklerde vicdan yokları oynar,
Bu mekânda yolsuzluk tek makamlarda kaynar.
Düşmeye görsün fakirlik hane kursağına,
Mayından zehir döşerler bil bağırsağına.
Kimsenin umuru değmez deva arayana,
Gelin uykuya dalmış yalnızlıkta kaynana.
Yürüyor paltolu adam kasketi başında,
Sümkürdü yere mahlûk hastane yokuşunda.
5.0
100% (1)