Al bayrak dalgalanır, dalga dalga akarsın,
Yüreğim senle dolar, ay yıldızlı gülümden,
Şemsin ateşinden de inan fazla yakarsın,
Elem dolu rüzgârın toz bırakmaz külümden.

Alev alev yanarken bir görsen şu halimi,
Yüreğimde görseydin dokuduğum kilimi,
Şifa bildiğim sevgin kabarttıkça selimi,
Evhamlar bırakmaz ki kırar beni dalımdan.

Âhüvahla saldığım nefesim yakar, haşlar,
Yeisle yoğruldukça dökülür kanlı yaşlar,
Şarkın karlı dağından başıma düşen taşlar,
Elveda eder gibi kırar gider belimden.

Ağladıkça yaşımı içerime dökerim,
Yüzüm gülerken bile bir yandan dert çekerim,
Şirvanda çeyizime her gün hasret dikerim,
Emelime her soluk zikir olur dilimden.

Akşam olur sabaha uykum yok, derdim azar,
Yastık, yatak taş olur, yüreğimde ahu zar,
Şeyda gibi hayaller, kâbuslarla beyhuzar,
Elemin mevta eder, tutan yoktur salımdan.

Aşkın, sevgin, hasretin böyle köz olup yakan,
Yaştır yüzümü aşıp, her gün böğrüme akan,
Şelâle gibi alıp, çölde yalnız bırakan,
Er geçmeyen zamandır, yakar beni telimden.

Ah ile ağlatıp da her an boyun büktüren,
Yolunu gözletip de böyle hasret çektiren,
Şuurumu haczedip, acıları ektiren,
Endişeler bırakmaz, çekilmez ki yolumdan.

Azaba dönen gamla seni alıp getiren,
Yongalayıp kalbimi parça parça götüren,
Şamdandaki mum gibi eritip de bitiren,
Ezaya dönen hasret zamlanıyor selimden.

Ak bulutlarla aktım, rüzgârlarla aradım,
Yüce dağları aştım, ufukları taradım,
Şair oldum yoluna destanlar sıraladım,
Erken geç artık zaman, anla biraz halimden.

Ağlama nazlı gelin bir gün kavuşacaksın,
Yüzün nasıl gülecek, sevinçten uçacaksın,
Şölenim, düğünüm var deyip dolanacaksın,
Ey yüce Rabbim şükür, tuttun dersin elimden.

Ahu gözlü geline ak duvağı bağlayan,
Yurduna düğün olup, yürekleri dağlayan,
Şühedadır işte o mutlu günü sağlayan,
Eserler bayrak bayrak ay yıldızlı şalımdan.2001

(Bu akrostiş şiiri, nişanlısı askerde olan bu
kızımızın hasretine binaen yazdım.)