8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2078
Okunma
kendi boğazımı sıkan ellerim
ve mil çekilmiş gözlerimle
beklerim...
çıkmak için özgürlüğe
umuda taş bağlayıp attığımdandır
bu sonbahar günleri
acıtan gidişinin
her bir yanı bilevli
kesiklerim ondandır
üstüme gelir duvarlar
hüzün vakitlerinde
kokusunu duyarım öpüşmelerin
karanlığa çekilirken gece
yıldızlara yansır alevi
uzun sevişmelerin
elim gezerdi sırtında..titrerdin
bağırışların olurdu zaman
girince içine ruhunun
ısınırdın..
aşktan, nefesin duman duman
tek vücut oluncaya dek
sıkardım belini
yudum yudum içerdim
dizgin vuramadığım şehvetini
içine karışırdım ben
özün olurdum
sonuna doğru gecenin
akardım bedeninden
arsızlaşırdı ruhum
kırmızıya boyanırdı lekesiz
yorgun düşerdi gece
yıldızlardan habersiz
kirlenirdin günahlarla
ben zaten..uslanmaz adamın biriyim
ücralarıma sinerdi kokun
basardı ateş dudaklarımı
söndürürdüm vücudunda
yağmur olurdu sesin,nefesin
dolardı kuraklarıma
silkindin bir gün, uzaklaştın
giderken...iz bırakmadı ayakların
oysa ben seni resmetmiştim tualime
farklı renklerde
renksizim şimdi
ve geceler hep sessiz
gittiğinden beri...
gömüldüm yalnızlığa
istemedim başka bir teni
en çok
-daha önce fark etmediğim-
gözlerini özlememin
bilmiyorum sebebini