1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1593
Okunma

Ardımda bırakıp ayak izlerimi
hayallerimi savurup rüzgarlara
acılarımı aldım sırtıma gidiyorum işte
yok verilecek hesabım kendimden başkasına
dolana dolana tutunup uçurumlara
hicran düşmeden baharlara gidiyorum
geleceğime ördüğüm bütün duvarlar yıkıldı
ömrümde cam kırıkları ve ıslak hüzünler kaldı
kimsesizliğin ve yalnızlığın en ağır depremindeyim
kimse bilmez kederden kanayan yanımı…
gidiyorum işte
geride yoksul ve anlamsız anılar bırakarak
acılardan süzülen damlalar ve hüzünle birlikte
elveda ey şehri diyar
yüreğinden öptüğüm yar
dumanlı dağlar
Elveda
çağlayanları kendi sesine bırakıp
ağlayan yürekler adına,
uçurumları tırmana, tırmana
küskün bir çöl gibi susup gidiyorum .
Zaman/sızım
elveda zamanı geldi çattı işte
bağışla beni boynu bükük gelincik
gözlerimin hüznüne üzülen Rıza dayım
ellere gelin giden menekşe gözlü kız
bir daha anmayın beni, aramamayın
yokluğuma ağlamayın
say ki, hiç yaşamadım bu yerlerde...
belki döner gelirim bir gün yine?
kucak dolusu özlemlerle
kar yağarken dağlara..
Buralara sığamıyorum artık bu hüzünle
sıradışı ve aykırı sayıldım her şeyimle
kimse okumadı rüzgara astığım şiirleri
anlamadı gökyüzüne çizdiğin resimleri
ey sevdalısı olduğum Caferli
süsen (sosın) kokulu yaylam
sevgilimin mahzun gözleri
elveda diyorum bu yerlere artık
elveda
onaltısında ellere gelin giden sevgili,
elveda ey şehri diyar
canımın ruhu yar
Elveda
Gidiyorum
topladım valizimi gidiyorum işte
öyle yalnız öyle bir başıma
aldırmadan gözyaşıma
sorma nereye
bıraktım inadına dağınık kalsın odam
varsın sonbaharlar geçsin gençliğimin üzerinden
derin bir kederi sarıp yaralarıma
savrulan sarı bir yaprak gibi
hayallerimi rüzgarlara bırakıp gidiyorum...
elveda ey şehri diyar
canımın ruhu yar
Elveda
5.0
100% (3)