0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1335
Okunma
Medeniyet atlasında titrek bir katre,
Düğümlenir Mardin’i kıskanan
Kara bulutların boğazında.
Hüzünden bir sis kaplar Mardin’i
Bulutlar ağlar hafif hafif tarih sayfasına.
Bir ara Mardin’de ağlamıştı
Gelip geçen medeniyetlere
Bir anne kucağıydı sanki Mardin
Bir medeniyet beşiği,
Bir medeniyet bulvarı…
Gözlerin kadim bir sırrıdır
Ahengin çarkında sarhoş olan medeniyetlerin
Ah medeniyetlerin asude şarkısı,
Ah huzur otağı medeniyet bulvarı,
Kasımiye’nin dudaklarında,
Kanlı gözyaşlarıyla hüzün şarkısı
Yakar Mazepotamya ovası’nı
Sarıya boyar, sapsarı bir deniz…
Medeniyet sahnesi ovayı sonbahar fetheder.
Ey hüznü sürgüne gönderen
Medeniyet bulvarı Mardin,
Ay saçlarını tarıyor karşında
Bir ayna mısın?
Yoksa ihtişamına bakarak
Sana mı benzemek istiyor ay?
Her taş meskenin birer saray.
Minareler el uzatıyor yıldızlara
Adeta yıldız yağıyor sarı saçlarına
Huzur yağıyor medeniyet bulvarına.