15
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2091
Okunma
Bu sabah saat sekiz kırk beş civarı yağmur ile uyandım güne.
Her kes uyurken hemen dışarı fırladım.
İnanılmaz güzel yağıyordu yağmur. Sokaklar bomboş ve yalnızca ben vardım. Ve bir kaç kıpırtı yalnızca.
inanılmaz bir sevinçle düşen her damla ile oynaş tım,biraz telaşlı biraz hüzün içinde sulara karıştım.
Tam da en güzel anımda, ara caddeden hızla gelen bir otomobil
öylesi bir hızla geçmez mi yanımdan, boydan aşağı suya bulandım.
Bir de az ileri de durup bilnçli olarak birde gülmesi yok muydu yüzüme.
Hadi gel de sakin kal şimdi.
İnsan iner bir özür diler en azından.
Islanmış olarak dönmek isteyen ben
İnadına
Saatler ce daha dolaşıp
sırılsıklam cadde suyuna bulanmış olarak geri döndüm.
İçten içe kızmak yerine bu şiiri yazdım...
Bu günün anısına çünkü uzun zamandır bu kadar öfkelendiğimi hatırlamıyorum...
Adamı tanımıyorum ama,arabayı modelinden dolayı her yerde tanırım bundan sonra....
Sizler sevdiklerinizle en mutlu yağmurlarda ıslanın inş…
bu günlükte böyle....(:
bu sabah ilk kez rüyasız uyandım güne
gördüm hatırlamıyorum belki
mavi/sizim anlayacağın sevgili
içim taştı taşacak bir nehir gibi
ruhum sanki hiç yaşamıyor yine
içine kabarmış deniz gibiyim
aşk bile kesmiyor işte
bir bardak çayı dar içtim inan
sokağa fırladım sabahın en erkenin de
botlarımı giymedim hem
ayaklarım ıslansın diye
huyumdan vazgeçmedim anlayacağın
inadım hâlâ
ay nı inat yine
günün adı bir cumartesi
hüznün ise Istanbul
çılgın gibi oynaşıyorum yağmurla
tam da en mutlu olduğum bir an da
yanı başımdan geçen o araba var ya
boydan aşağı ıslatmaz mı bir"güzelce"
kafamı çevirdim ona
bir dolu öfkeyle hem de
adam baktı yüzüme
birde güldü üstüne
tek bir cümle olsun
söyleyemedim yine
bilirsin
susarak öldürmeyi bildim hep
ondan işte
biraz sonbahar var kaldırımlarda
biraz nikotin kokan bir rüzgâr
gözlerimi kaçırıyorum yine
ellerim eylüle zaten küs
gözlerim hep ekim ya
her yanım öyle güz işte
eskimiş kaldırımlarda ağrılı bir sancı esiyor
biraz aşk artığı
biraz terkediliş tadı
kaç "cenaze" gömülmüş diye düşünüyorum bu taşlar dibine
içleniyorum işte
haya ta yine
şu köşe başındaki yalnız kedi mesela
içinde sayısız atık olan çöp konteynırı
şu ağaç gövdesi örneğin
Romeo juliet yazılı niyeyse
yabancı her şey işte
düşmüşler bir tarihe
adı talihsiz/lik diye
ince bir tebessüm yüzümde
dudak kıvırıyorum gelip geçene
Aşk kayıttan düştü düşeli
tarih yokki zaten bu tarihte
anlayacağın bu gün
yine aynı bildik ıstanbul(dun)
aynı telaş
hep aynı dün...
Humeyracaekimonbeşlerdengüncumartesi....
5.0
100% (18)