Okuduğunuz
şiir
4.10.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
git/me
Her vazgeçişin derin bir içhesaplaşması ve bir mağlubiyeti vardır ama her vazgeçen kaybetmiş değildir! Öğrendik ki Kazanmak için bazen çekip gitmek gerekir...
avuç içlerimde gül beni yar özlüyor gamzelerim seni
bilirsin hep sevdim parmaklarımla oynamayı küçük bir çocuk gibi avuçlarıma çizmeyi resmini ad haflerini sığdırmayı rakamlara hep sevdim ellerimi sana her uzanışta büyüyen bir dünya olmayı sevdim ellerimde seni
seni
topladım kırık gülüşlerimi bir gece vakti aklımı koparıp başımdan kapı arkası bekler valizin ön cebine koydum ismini sinip içime usuldan ellerimi boynumda taraklayıp sonra birden çıldırırcasına dönüp kendimden seni haykırdım
g i t m e l i s i n diye sen
gülüşlerim sarhoştu kırık dökük bir mutluluk ertesi sinesi yırtılmış bir aşk dudaklarımda ağlak söyleşti içime yine o veda sesi dağınık saçlarıma pencereden vuran bir son rüzgâr savurdu göz uçlarımdaki lodosa seni gittin mi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bizde gune düşen bu şiiri kendi bilgi dağarcığımızla, dilimiz döndüğünce eklektik bir biçimde yorumlamaya çalışalım...
Anlatım dili oldukça güçlü, içsel bir çalışma olmuş. Simonides’in söylediği “söz eylemin imgesidir” cümlesinin bir yansıması gibi; dizelerinde bu eyleme tanılık ediyoruz… İşte bu eyleme yönelik bir öz eleştri, bir iç sesleniş, duygusal bir tanı aşamasında yaşananların güzel bir aksini sergilemiş şair dizelerinde. İyi – kötü, acı – tatlı, güzel- çirkin vb. hadiselerin karşısında tutum takınmanın içtimai münasebetleri yumuşak ve sıcak tavırlar sergilerken; bir kararın incitici, kırıcı olmanın ifade ve üsluptaki serfinazarı muhatabın veyahut okurun iç dunyasında derin izler bırakıyor… İnsan, hissiyatını mücerred güzelliklere yönlendirerek ve okurda bir düşünce payesi bırakarak, kendi dünyasını sorgulama imkanı veriyor.Şiirdeki eda, endam, ahenk devamlı bir heyecan ve sürükleyicilik arz etsede; yinede şairin estetik kaygıdan uzak, daha çok alılmama üzerinde bir etki yarattığı ve alımlama estetiği oluşturduğu aşikar.
Beri yanda şiirin kendi üretim sürecinde okuyucu için vucuda gelme gözlenirken, diğer yanda tamamen şairin kendi duygularını kavrayan ve kendilik sürecini yaşayan bir anlatım dili var. Birbirinden beslenen didaktik bir etki yarattığı söylenebilir. Ayrıca genel bir pencereden bakarak toplumsal gerçekliğe parmak basan yönleride var.
Yinede herhangi bir önermenin peşinde olmayıp, kendi öznelliğinde, kendi özgüllüğünde sürece kendini katarak bir dışa vurum gerçekleştirmiş. …Şairin kendini bulması, düşten uyanması ve sonunda aşktan kaçındığını söyleyebiliriz. Duygusal olarak yüreğinin götürdüğü yere gitmek isteyen, fakat mantıksal ve eylemsel olarak bir kaçışı seçtiği o duygusal süreçleri güzel ifade ettiğini söyleyebiliriz. Aşık ile maşuk arasında bir cezbe var ama meyli olmasına rağmen bir adım ötesine muhabbete taşıyamamış… İfrat ve tefriti bir gözden geçirme yapmış. İşte bu gözden geçirme aşkı bağlamından doğallığından koparıp aşkı pazara düşürmüş. Şairin bu gözden geçirme sürecine girdiğinde aşkı kaybediyor ve mantık duyguya egemen oluyor diğer bir deyişle akıl duyguya hükmediyor…
Şehirler değişir, yollar değişir ama aşka düşmüş bir yürek değişmez. Bu minmalde git/me arasında kalan şairin sığınak aradığı aşikar… Sığınağı olarak kalemı kağıdı görmüş, kelimelere sığınmış… Gidişlerinin en temeli aşkta bir son, bır resmiyet, bir onaylanma süreci beklemiş belikli mantık tarafına ait bekleyişler içinde olmuş. Eylemlerinin tümünden vazgeçmiş görünüyor. Aşkta kazanma veya kayetme dürtüsüyle hareket ederek gittiğinde kazandığını vurgulamış ki, yine bu eylemler kapıtal bir düşüncenin payesi olup safıyane bir aşka karşılık düşmüyor…
Pir Mevlana Hz. Sormuşlar Aşk nedir diye; “Ben olda gör demiş”… Eskilerin deyimiyle, sevgilin ardından ağlamak zevk verirmiş aşığa, keşke bir kez daha öpseydin avuçlarımdan gitmeseydin... Satırlarda ne kadar başarılı anlatsak ta aşkı; üstat Abdurahim KARAKOÇ’un söylediği gibi aşk kâğıda yazılmıyor…
Emeğine sağlık, yeni kelimelerde buluşmak dileğiyle…
bilirsin hep sevdim parmaklarımla oynamayı küçük bir çocuk gibi avuçlarıma çizmeyi resmini ad haflerini sığdırmayı rakamlara hep sevdim ellerimi sana her uzanışta büyüyen bir dünya olmayı sevdim ellerimde seni
bilirsin hep sevdim parmaklarımla oynamayı küçük bir çocuk gibi avuçlarıma çizmeyi resmini ad haflerini sığdırmayı rakamlara hep sevdim ellerimi sana her uzanışta büyüyen bir dünya olmayı sevdim ellerimde seni
seni
topladım kırık gülüşlerimi bir gece vakti aklımı koparıp başımdan kapı arkası bekler valizin ön cebine koydum ismini sinip içime usuldan ellerimi boynumda taraklayıp sonra birden çıldırırcasına dönüp kendimden seni haykırdım ELERIN VAR OLSUN ŞAHANE OLMUŞ KUTLZRIM SEVGİYLE KALIN ŞİYİRLE KALIN
hep sevdim şiirlerini hep onarılmaz sanılan yaralar, sessizce onrarıyor bazen şiirin derinliğinde okuyunca gözlerim dedim, Hümeyra öyle güzel dağıtıyor ki mısralara hüznüne az, ne çok tam kıvamında
TEBRİĞİMLE - EN EN EN İÇTEN SEVGİLERİMLE CANIM.
Nebiha Muradî tarafından 10/7/2011 5:46:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mehtap'cığım güne gelmiş bu harika şiirini kutluyorum.Duygulu dizeler, hassas yüreğini anlatmış. Tebriklerimi kabul et canım benim, sevgilerimle. Sezen aksunun şarkısı da çok yakışmış bu güzel şiire!
handan akbaş tarafından 10/5/2011 12:51:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili Hümeyra Hanım, güne düşen dizelerin değerli kalemi; hüzünle harmanlanmış özlemin, sitemin sessiz çığlığı dizelerinizle kutluyorum sizi.Nice başarı dileklerimle, saygı ve dostlukla...
Yani hırsızın hiç suçu yok değil mi Müjgan Hanım ?
Tanımadığım bilmrdiğim terbiyesiz bir adam "vay şiire bir puanı nasıl verirsin?" diye küfredecek ve hiç kimse bu vatandaşa gıkını çıkarmayacak,adamın ne mal olduğunu ortaya koyunca suç bizim değil mi?
Sayın Binboğalı; bunun yeri burası mı sizce? yöneticilerin mesaj kutuları yok mu? sizce çok etik bir davranış mı bu şimdi? asıl amacınızın ne olduğunu anlamış değilim... sizi kınıyorum izninizle...
Yani hırsızın hiç suçu yok değil mi Müjgan Hanım ?
Tanımadığım bilmrdiğim terbiyesiz bir adam "vay şiire bir puanı nasıl verirsin?" diye küfredecek ve hiç kimse bu vatandaşa gıkını çıkarmayacak,adamın ne mal olduğunu ortaya koyunca suç bizim değil mi?
Sayın Binboğalı; bunun yeri burası mı sizce? yöneticilerin mesaj kutuları yok mu? sizce çok etik bir davranış mı bu şimdi? asıl amacınızın ne olduğunu anlamış değilim... sizi kınıyorum izninizle...
Özellikle final'in bir us oyunuyla karşıtlık üzerinden kurgulanışı çok özgündü.Derinden sesleyen ve derine sesleyen bir kırık/başkaldıran ses vardı şiirde.
Gün'e mührünü vuran bu özen/emeği tebrikliyorum. Erdemle.
gitmelerinden tutundum yaşama kaç kez küstü adımlarım seni sana üşüdüğüm geceye / yıldız diye adını kazıdım yoktun, varlığımın duyarlı yanında kaç duvar, kaç eylül ederdi bu güz yokluğun...dedirtti şiiriniz
baştan sona akıcı ve bütünlüğünü koruyarak okuyucuya büyük haz veren dizelerdi özellikle final çok çarpıcı bitmiş şiire değer veren kaleme tebriklerimi bırakıyorum / selam ve saygım ile
bilirsin hep sevdim parmaklarımla oynamayı küçük bir çocuk gibi avuçlarıma çizmeyi resmini ad haflerini sığdırmayı rakamlara hep sevdim ellerimi sana her uzanışta büyüyen bir dünya olmayı sevdim ellerimde seni
seni
sevgini vefanın umudun dünyası gibi.. ne çok içtendi sevgili şairem.. su gibi akıp gitti şiirn iklimine. kutlarım yürek sesinizi her dem şiirle
Durur durur da unutma ülkesine gönderdiklerimiz ansız bir fırtınayla atılır topraklarımıza. Şimşekleri çakar anıların, uçuşur gibi yapraklar rüzgarlarda. Çok çok uzaklarda anıların boğuk çınıltıları. Yağmur yağar içinde mi; yoksa dışında? Bir müjdeye açılan bir kapıda bir ömür boyu hasretlik bekleyen yar... Şimdi yalnızlık muzaffer, gelsen neye yarar gelmesen neye... Paylaşım için teşekkürler. Çok saygımla.
bilirsin hep sevdim parmaklarımla oynamayı küçük bir çocuk gibi avuçlarıma çizmeyi resmini ad haflerini sığdırmayı rakamlara hep sevdim ellerimi sana her uzanışta büyüyen bir dünya olmayı sevdim ellerimde seni
topladım kırık gülüşlerimi bir gece vakti aklımı koparıp başımdan kapı arkası bekler valizin ön cebine koydum ismini sinip içime usuldan ellerimi boynumda tarkalayıp sonra birden çıldırırcasına dönüp aynaya seni haykırdım
git/me/lisin diye sen
gülüşlerim sarhoştu kırık dökük bir mutlutluk ertesi sinesi yırtılmış bir aşk dudaklarımda ağlak söyleşti içime yine o veda sesi dağınık saçlarıma pencereden vuran bir son rüzgar savurdu göz uçlarımdaki lodosa seni gittin mi
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.