Bir yüzün kadife, bir yüzün ipek,
Bu ne iştir bilmem, aslan kesildi !
Munzur vadisinde, ürüyen köpek,
Bu ne iştir bilmem, aslan kesildi !

Burnunu her yere fazla sokardı,
Bir aylık leş gibi, çok pis kokardı,
Bebek bile görse, kaçar korkardı,
Bu ne iştir bilmem, aslan kesildi !

Arsız da olmazsa, utanç damarı,
Boşuna yüzüne, vurmam şamarı,
Çobansız dağların, UYUZ çomarı,
Bu ne iştir bilmem, aslan kesildi !

Mezrasında, yarım kalmış kazısı,
Silinmez ki dostum, alın yazısı,
Köpeksiz dağların, çulsuz tazısı,
Bu ne iştir bilmem, aslan kesildi !

Kendine bir takma, ünvan takalı,
Uzatmış yıllarca, koymuş sakalı,
Siyah çul çadırın, TÜYSÜZ çakalı,
Bu ne iştir bilmem, aslan kesildi,

Dinle bu Remzi’yi, bak neler dedi,
Üç kere üç vallah, hiç etmez yedi,
Fareden korkarken, tırnaksız kedi,
Bu ne iştir bilmem, aslan kesildi !