8
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2357
Okunma
birazdan sihirli harflerden muska yapacağım sana Zülâl
idrak_ı muktedir bir ilan olacaksın yitik aşka
taze kuşkulara linç halde bir payanda
aşk iksiri gibi kekremiş yalancı baharlar kuşanacaksın yine
malum-u ilan kalpli bir vesika yapıştıracağım alnına,
’bayandan az kullanılmış’ aşk yazacak altında
astarının altında devrilmiş gemiler konuşmayacak hiç
ki; bilmesin kimse
ne dolaplar yıkılmış o kubbenin mihrabında
kimler gelmiş kimler geçmiş suskun, lâl bu kez hayat sesin
ve gönderilecek acil kanamalı ulaklarla
gezmeyi çok seversin hani gitmeyi, uzaklara!
belki sürmeli seni pasifiğe
ya da sürmeli çay filizi gözlerini karadenize
batırmalı boğmalı azgın tükürüklerin ardında
yakmalı ya da meşe palamudu gibi kor şıvgaların kömüründe
hiç bir iz kalmamalı ama geçmişinden sürgün
lanse etmeli seni
yarımşar porsiyon turuncu lilyum kaselerle buyrun diye!
fındık kabuğunda az pişmiş muallâ
ama bol acılı sunmalı mutlaka!
dikkat elinizi yakabilir! dip notuyla!..
kevser suyuna aşersin yeni melekelerin
anneni özle mesela
kırılsın kökünden şavkın mendireğin
birini sevmelisin ya da müşkülatının en derininden
kopça kopça söküldükçe kendinden
ne yapsan ne etsen de ona iliklenemeden
ne gariptir ki ne şarkılar duyacak seni
ne imdadına faydalı atılan halatlar, gemiden
taziye şerbetleri konulacak sofranın başucuna
ama her nasılsa sen ölmedin ki! yaşıyorsun daha!
sonrası
tafralarınla beraber çilingir muhabbeti tek başına
haberden muaf, özlemden sağlıksız uykular bir müddet
kırlangıç fırınalarında üşüyeceksin en çok
oysa kat kat yorganlara sokulacak bedenin
ağır poyrazlar birikecek avuçlarında fırat gibi
yok yok!
zemheri kuşları gibi sığınacak yer arayacaksın belki
ama şurası kesin;
o ağır depresif koma!
kollarına dokunmadan ölmeyeceksin asla !
’sevgim acıyor’ bağırır, çınlarken kulakların
olacak
olacak ki; tüm bedenin sağır
özgün bir yalnızlık düşecek baht payına
bekleyeceksin ki; hafif okşamalar uyandırsın seni
yok!
kimse dokunmayacak kimse öpmeyecek dudaklarını
turfanda mevsimlerden çalıntı üç beş resimden gayrı
uğruna kendini sakladığın o uğursuz sayhalardan maada!
yine de yaşadığın şükre minnet biriktirirken için
birlikte tükeneceksin!
içinde kalan kızıl kıyamet kıble şaşkını bir ahmakla
Süphan dağı gibi mevsimsel ayaklar çökecek üzerine
acıkacaksın her insan gibi
ne verdiğinle doyacak, ne eşgalin kanacak yalancı aynalalara
sen denizini aldığın martıya avutkan ninniler öğretirken
yılacaksın belki yaşam hakkına, binlerce attığın zarlarla
papatyaların; bir gökdelen diyecek
bir yüksek yarlı uçurum
olmadı suyu kalın bol dalga!
en zoru da ne söyleyeyim mi;
sen kendini tek kişi zannettiğin kadar yalnız değilsin aslında
ne kadar yaşam sancağın yanmış, har evin bombalanmış olsa da
bir değil kaç bin ekim geçecek üzerinden
benden bilme de
böyle yaşanır mı derdinden ölmeyeceksin ama!
ölemeyeceksin asla tek başına!
hayli iyeşiyorsun ölüme şimdi
veren alıyor canı öğreniyorsun
ama yaşıyorsun işte adına ne denirse
ve bir nalıncı keserisin şimdi
ukdesi yarım iki ayakla
bir dal kestin bir vakit
ve şimdi üzerindesin!
hadi
şimdi hata ayıklama zamanı
şimdi günâhları yıkama vakti!
ve sakın geçirme içinden
şimdi ne yakışırdı buraya
hatun kişi niyetine... diye başlayan dizeler
dedim ya
sen ölmeyeceksin
o kestiğin dalı yerine dikmeden!
yaşayacaksın
o elindeki fidan bir Zülâl olana dek!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (9)