0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1179
Okunma
bir martı çığlığı duyuluyor
istanbul’dan
ayrılmak üzere olan bir iskandinav ülkesi
gemisin’de
herkes bir telaş içinde
koşuşturmacalar başlıyor
bir nefes daha çekip kaçarcasına
gitme uğraşına giriyor
bir çok kişi
yanlızlık ürpertesini hissetmiş
olmalı ki
iskelede suskun galata kulesi de
sultanahmet cami’i de sus pus
vaziyeti almış durumdalar
gidici bir yol haritası
alaycı bir ingiliz gülüşü hakim
gidecek olanın yüzünde
belli ki mutlu
olacaklarına inanmışlar
bu denli depar atıp gitmelerine
bakılırsa
yanlarında ne olur ne olmaz hesabında
kuru erzak bir kaç paket de
maltepe sigarası almışlar
gülümsüyorlar kaptanın siren sesini
çalmasını bekliyorlar
heyecanlı gözleriyle
beyoğlu eşrafından oldukça da
epey yolcusu var
etiler,tarabya gibi lüks semtlerde
geri kalır yanı yok hani
hepsinin başında yazlık şapkası bikini
takviyeli taytları
ve güneş gözlükleri başlarında
onlarda gülücükler saçarak binmekte gemiye
nuh’un gemisine nazire yaparcasına da
orda belki bulunmaz diye düşünülmüş
bir kaç eş eminönü güvercini
birkaç eş de beşiktaş martısı bindirmişler
gemiye
yaşlı bir nine de zoraki de olsa
toprağını terk edecek olmanın burukluğuyla
bir kavanoz içinde istanbul toprağı koymuş
gözyaşlarını arkasına dökerekten biniyor
rotası belirsiz gemiye
küçükte bir direnişe
şahit oluyor gözlerim
küçük bir çocuk babamın mezarını bırakmam diye
ağlıyor
annesi üvey babası
zorla
bindiriyor
zapdetmeye uğraştıkları
çocuğu gemiye
ve siren sesiiii
oldukça yüksek bir basınçla
yankılanıyor
istanbulun sarp semtlerine doğru
acele edin diyor
bir seste
gemi kalkıyor
martılar balıklar güvercinlerde
hep biranda
acele ediyorlar
istanbul dan kaçıyor lar
geminin peşinden sürüklenip
gidiyorlar