6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1288
Okunma

Hasadın sarısını ayıklarken tarlada
Bulutlar döküldü hep, batıverdi o ada
Adamın elindeydi ipi kopuk uçurtma
Sancısı başlamıştı,toprak dedi unutma
Yuvarlak pembe beyaz, mevsim uyanıp geldi
Döndüler dörder dörder, takvimleri ses sildi
Gözler göğe yürüdü, yağmurlar yerden aktı
Kağıtlar ateş olup, tüm insanlığı yaktı
Yuvarlak teker kalktı, uykusunda gezindi
Kabusları kovdukça, gözlerine ot indi
Dikdörtgen yatağında, üşüdü karabasan
Boğazındaydı canı, bedeninde ruh asan
Islaha geç kalmıştı ,ambalajındaydı can
Ve kaderi kadardı, kaçamak kaldığı han
Ya sonra dedi cellat, anlat bakalım hadi
Dili kelepçelendi, ardından göçtü vadi
Sonsuza uzandılar, beklenmedik bir anda
Tüm bakışlar toplandı, o kapkaranlık handa
Uğultu yedi yeri, gök memesinden uçtu
Birlikte kazanılıp, harcanan her şey suçtu
Tavanı çökmüştü ya, yıkılacaktı alan
Borçlular sıradaydı, alacaklılar yalan
Yalvarıp yakarmalar, kalplerindeydi yine
Kötülükleri gibi iyiliksizdi sine
Gözler göğe yürüdü, yağmurlar yerden aktı
Kağıtlar ateş olup, tüm insanlığı yaktı
Sonunda gelmişti son, bitmişti yalan oyun
Ah içindeydi DÜNYA, çobansızdı her koyun
Nurcan TALAY
25.09.2011
Saat:23:15
5.0
100% (7)