Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Janet
Janet

KEREM İLE ASLI

Yorum

KEREM İLE ASLI

( 21 kişi )

27

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

9427

Okunma

KEREM İLE ASLI

KEREM İLE ASLI

KEREM İLE ASLI
Bu aşk hikayesinin Aşık Kerem ya da Kerem Dede diye anılan Azerbaycan yöresi halk şairinin aşk serüvenini konu eden şiirleri halk arasında yayıldıktan sonra adı bilinmeyen halk hikayecileri tarafından bu şiirler çerçevesinde oluşturulduğu ileri sürülür. ( XVII.yy.) İsfahan Padişahı’nın oğlu Kerem keşiş kızı Aslı’ya gönül verir. Ancak din ayrılığı yüzünden onunla evlenmesi mümkün olmaz. İlden ile göçen keşişle kızı Aslı’nın ardından uzun yolculuklar yapan delikanlı Halep Paşası’nın emri üzerine Aslı’yla evlendirilir. Ancak düğün gecesi keşişin kızına giydirdiği gömleğin düğmeleri bir türlü çözülmeyince Kerem ah edip yanarak ölür. Onun külleri arasında kalmış kıvılcımla Aslı’da saçlarından tutuşup can verir.
Hikaye boyunca Kerem arkadaşı Sofu’yla birlikte uzun yollar aşar. Anadolu’nun birçok yerini gezer Hanlarda kahvelerde şiirler söyler yollara dağlara akarsularahayvanlara Aslı’ya benzettiği güzellere şiirler söyleyerek derdini anlatır. Aslı’yı yakından görebilmek için kızın annesine bütün dişlerini çektirir.
Hikayeye olağanüstü ögeler de karışmıştır. İki sevgilinin doğumları bir dervişin verdiği sihirli elmayla olmuştur. Zorda kalan Kerem’i Hızır kurtarır. Dağlar ırmaklar o şiir söyleyince geçit verir.
Sevgilisine kavuşma yolunda çileler çeken ve onun uğrunda yanan Kerem modern edebiyatta bir ülküye bağlanıp can verebilen kahramanın simgesi sayılmıştır

Böyle bir kara sevda, kara toprakla biter..
Mevla yazmış bizi birbirimize..

Sen Kerem ben ise Aslı misali ..
Bitmez özlemin yaram kanar..

Bilirim yücesin kaybolmaz kalır izin..
Görünüşte öç hakikatte değil..

Sevdalıydık ki ne kadar sevdalı ..
Tükenir bir gün ölürsem ömrümüz ..

Ela gözlerine kurban olduğum sevdalım
Kaşları benzer kemana, eyler divane..

Kaç sene devirdim de seni hala unutamadım ..
Bir yıldırım aşkıdır sana aşkım, kurbanın olam..

Ela gözlerine meftun olduğum sevdalım
Deniz çalkalanır saçar ortaya hazinesini..

Ne güz ne mavi renk bu göçü anlatır ne de anlar..
Sevda dolu gönlümüz sevdi güzeli ..

sen Kerem ben ise Aslı misali..
Mevla yazmış bizi birbirimize..

Anladım onlar ölmediler ..
Ölüm adına..
Böyle bir kara sevda, kara toprakla biter..

25/9/2011/.......JANET KOHEN .....

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (21)

5.0

100% (21)

Kerem ile aslı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kerem ile aslı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KEREM İLE ASLI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Hacer Mete (Daavidoo)
Hacer Mete (Daavidoo), @hacermete-daavidoo-
9.12.2012 17:10:52
:(( böyle bir kara sevda kara toprakda biter....malesef:(( ancak yasayan anlar basina geldimi ne demek oldugunu anlarsin ne aci oldugunu ne kadar caresiz oldugunu.....imkani yoktur elin kolun baglidir icin yanar yanarda kül olursun .....ama iste amalari vardir....caresizce susarsin icten icine ölürsün...off
kaleminiz daim olsun yürek sesinizin hic susmamasi dilekelrimle...
Yontar
Yontar, @yontar
18.2.2012 23:48:33
Güzeldi JANET Şarim. tş.

Mem nelere gark olmadı Zin’in ateşi için
Ferhat dağlar delmedi mi Şirin'in düşü için
Kusur ise her saniye her yerde seni anmak
Mecnun az mı yemin etti Leyla’nın başı için

Mevlüt GÖZDE
Mevlüt GÖZDE, @mevlutgozde
18.2.2012 22:34:46
5 puan verdi
Kerem ile Aslı Efsanesi


İranın çok meşhur beldesi İsfahan'da adil, iyi yürekli bir padişah yaşardı. Çok zengin, rahat yaşayan ama bir türlü evlat saadetini tadamayan bir padişahtı. Ne tesadüftür ki emrinde çalışan bir Keşiş de aynı özlemi duymakda idi. Padişahın aklına bu keşiş gelince, padişahın derdine ortak olması için onu emretti. Ve uzun uzun sohbet ettiler. Keşiş padişaha "eğer bir saray yaptırır içini bahçesini süslerseniz bütün zamanınızı burada geçirir acınızı unutursunuz" deyince, padişah kısa bir sürede bu planı gerçekleştirdi. Bir gün Keşişin karısı ve hanım sultan saraydaki eğlenceyi ziyarete giderken karşılarına nur yüzlü bir ihtiyar çıkar, hanım sultana bir elma, Keşiş'in karısana bir ayva fidesi verir. Ve bunları ekmelerini ister.
Hanım sultan da, Keşiş'in karısı da fidanlara kendi elleri ile bakar, büyütürler. Ancak iki ağaç da büyüdüklerinde meyve vermezler. Hanım sultan birgün rüyasında yine o nur yüzlü ihtiyarı görür. Ve bu çocuk dileği için yalvarır. Yaşlı adam ona ağacın elma verdiğini, bu dileği için bu meyveyi yemesini söyler. Hanım sultan Keşiş'in karısına haber verir ve ağaçlarının yanlarına giderler. Hanım sultanın elma ağacı bir elma vermiştir. Ancak Keşiş'in karısının ağacında meyve yoktur. Hanım sultan elmasını ortadan ikiye böler ve yarısını Keşiş'in karısına verir. Buna karşılık çocukları olduğunda birinin kızı diğerinin oğlu ile evlenecek diye söz verdiler. Ve daha sonra ikisi de hamile kaldı. Padişahın oğlu, Keşiş'in bir kızı olur. Kızın adı "Kara Sultan" Oğlanın adı "Ahmet Mirza Bey" olur. Fakat ters giden bir şeyler olur. Keşiş bey birgün uyurken izmeye dalar ve "Bu kadar güzel bir kızı nden padişahın oğluna vereyimki?" diye söylenir. Ve bu fikrini karısına açıklar. Karısı ise "Ama Beyim biz hamile kalmadan önce çocuklarımızı birbirleri ile evlendireceğinimize yemin ettik" dedi. Keşiş bunun üzerine etrafa kızının öldüğü haberlerini yayar. Bu haber padişahın kulağına gidince padişah Keşiş'i huzuruna çağırır.
Padişah:
"Keşiş bu söylenenler doğru mu?"
Keşiş çaresiz ifadesi vererek;
Maalesef doğru kızım öldü diyerek padişahı kandırır. Daha sonra da kızını ve eşini alan Keşiş, Isfahan'a 3 gün uzaklıktaki "Zengi" köyüne yerleşirler. Bu zamanda da padişahın oğlu Mirza Bey 4 yaşına girmiş, mektebe başlamıştı. Yanında da Sofi adında çok zeki bir arkadaşı vardı. Seneler sonra Sofi ve Mirza Bey 12-13 yaşlarına basmışlardı. Sofi Mirza Bey'e bir teklifte bulunmuştu;
"Bak Mirza Bey baban çok zengin, serveti dünyayı alır! Ama bizde birdaha Genç olmayacağız, genç olduk, hadi gel avavlayalım" dedi.
Mirza Bey Sofi'nin bu sözleri üzerine avlanmaya, yiğitliğe talim etmeye gittiler. Mirza bey bir gece rüyasında "Kara Sultan"ın elinden şerbet içtiğini görür. Kalbi ve yüreği cehennem gibiydi. Daha sonra büyük bir heyecanla uyandı. Yalnız kimin elindne şerbet içtiğini bilmiyordu. Fakat kızın siması aklında kalmıştı.
Bir sabah Mirza Bey babasından izin alarak sofi ile birlikte "Zengi" köyüne gezmeye gittiler. Orada Keşiş'in evine misafir oldular, ikramlar yediler. Artık mirza Bey hep o taraflara av yapmaya gidiyordu. Birgün kolunda şahini ile yine gelmişti. O gün sarayın camının yanında gergef yapan bir kız gördü. Yanına yaklaştğı, dikkatlice baktıktan sonra bu kızın rüyasında gördüğü kız olduğunu anlayınca yanına yaklaştı ve:
Başı yastık göre mi?
Gözü dilber görenin?
Gözüne uyku girer mi?
Zülfüne berdar olanın?
Mirza Bey bunları söyledikten sonra kızı kendine doğru çekti, kızı öptü ve:
"Söyle güzel kız sen hangi bahçenin sümbülüsün?"
Deyince kız:
"Isfahanlı babam keşiş idi. Kerem eyle bırak beni! Babam görmesin!
Delikanlı:
"Aslı nedir? Salıvereyim!
Kız:
"Kerem eyle bırak beni!
Ddikten sonra Mirza beyin aklına bir şey geldi. Benim adım Kerem, senin adın Aslı olacak bundan böyle birbirimizi böyle çağıracağı! Bunun üzerine keşişin kızı Kerem'e bakarak:
"Kabul ediyorum" dedi. Keremde kızı bıraktı. Daha sonra Aslının işlediği gergefin üzerinde bulunan oyalı tülbenti aldı. Ve sofiyi bularak beraber Isfahan'a döndüler. Eve geldiğinde babası Keremi bitkin gördü ve ona ne olduğunu sordu, fakat Kerem'in ağzından tek laf bile alamadı. Padişah birkaç gün sonra Kerem'i tekrar çağırdı ve ona sordu. Kerem'de babasında bir saz istedi. Derdini böyle anlatacaktı. Babası sazı getirdi. Kerem durumunu anlatan bir türkü çaldı;
Keşiş bahçesinde bir güzel gördüm,
Aklım başımdan aldı ne çare?
Taramış zülfünü, dökmüş yüzüne,
Serimi sevdaya çaldı ne çare?
Babası oğlunun dediklerinden hiçbirşey anlamamıştı. Oğluna tam olarak anlayamadığını söyleyince, Kerem boynunu bğkerek odadan çıktı. Padişah haftalarca oğlunun derdini anlamak için çare arıyordu ama bulamamıştı. Bunun üzerine padişah birilerini bulup ondan derdini öğrenmesini istedi. Çirkin bir kadın Kerem'i Keşiş'in baheçsinde Aslı'ya bakarken görünce hemen padişaha söyledi. Bunu duyan padişah hemen Keşiş'i yanına çağırıdı ve nedne yalan söylediğini sordu. Keşiş'i kızını vermesi için ikna etti. Bunun üzerine Keşiş padişahtan 5 ay süre istedi. Padişahda "sana 5 ay veririm ama sana yüzük vereceğim, onunla kızını oğluma nişanla dedi. Keşiş bunu kabul etti. Bu nişanlanma olaylarını duayn Sofi hemen Kerem'e haber verdi.
Kerem'in günleri sefa ve zevk içinde geçiyordu. Fakat aradan bir süre geçtikten sonra Aslıyı yine özlemeye başladı. Bu durumunu babasına anlattı. Oğlunun bu dert yanışı babasını çok üzmüştü. Padişah Kerem'e: "Oğlum ben Keşiş'e 5 ay izin verdim. Süre bugün doluyor" dedi ve düğün hazırlıklarına başlandı. Keşiş'de 5 ay dolduğu için "Zengi" köyünden kaçmaya karar verdi. O gün Padişah büük bir kafileyi Aslı'yı alamk için Zengi köyüne gönderdi. Orada da birkaç insan topluluğu kafileye doğru geliyordu. Kerem onlara neler olduğunu sordu. Bunu üzerine ihtiyardan şu yanıtı aldı: "Bizim burada bir Keşiş otururdu, onlar gece gittiler. Bizde bir şey olacak herhalde die gidiyoruz" dedi. Kerem ağlamaya başladı. Daha sonra hemen Aslı ile buluştukları bahçeye gider ve oradan geçen bir kızı Aslı'ya benzetir ve türkü söylemeye başlar. Onu duyan kız "Ey âşık! Beni kime benzettin?"
Kerem cevap verir:
"Seni Aslı Han'ıma benzettim" dedi.
Bunun üzerine kız Kerem'e:
"Aslı Hanımanne ve babasıyla birlikte Hoy'a kaçtılar" dedi. Kerem bu sözün üzerine çok sevindi. Ve bir türkü söyledi. Keşişlerin kaçtığı haberi padişahın kulağına gidince kızdı ve Zengi köyüne geldi. Ama onları bulamadı. Hemen Kerem'in yanına gitti ve "Ey oğlum bu halin ne?" diye sordu. Kerem'i alarak Isfahan'a döndü. Kerem babasına Aslı Han'ın arkasından gitmek istediğini söyledi. Babası da engel olmadı. Arkadaşı Sofi ile yola koyuldular ve Zengi köyüne geldiler. Köyde gezinen bir kıza keşiş'i soru ve Hoy'a gittiklerini öğrendi. Oradan sonra Hoy'a vardılar. Bir kahvedekilere Keşiş'i sordular ve onun birkaç gün önce Suşi'ye gittiklerini öğrendi. Kerem bu şekilde Aslının peşinden gidiyordu. Her gittiği yerde ondan saz çalması isteniyordu. Bu şekilde Suşi'den sonra Gence, Revan, Acuz, Çıldır, Şerki, Kelbe'ye gittiler. Kelbede de aldıkları üzücü haber onların 3 ay önce Kars'a gitmiş olmalarıydı. Daha sonra Kars'a vardılar ve Keşiş'i sordular.
Kahvedekiler ondan bir şarkı söylemesini istedi. Ve bunun sonucunda onların Oltu'ya gittiklerini öğrendiler. Oltudan sonra: Narmana, Beyazıt ve Beyat'a gittiğini öğrendi. Beyat'dan aldıkları haberde onların 4 Gün önce Van'a gitmeleriydi İkisi birlikte Van'a giderken yolda 40 haramiler ile karşılaştılar. Haramiler onları aramka istedi. Kerem de "Ağalar ben Acem Şah'ın oğluyum, şimdi gurbete düştüm rica etsemde sılaya gitsem?" dedi. Haramiler ona "Ey âşık Allah selamet etsin diyerek yol vermeden önce türkü istediler. Türküyü duyanlar "aferin" dedi, Kerem'de Keşiş'i sordu ve türkü karşılığında Tiflis'e gittiklerini öğrendi ve yola koyuldu. Tiflis'e geldiler ve kahvedekilerden türkü karşılığında Ahlât'a gittiğiklerini öğrendi. Bu şekilde Nemrut dağını geçerek Ahlât'a geldiler. Oradan Velhasıl dağı, Muş ovası, Muş, Çanlı kiliseyi gezdiler ve aradılar. Çanlı Kiliseden gelin kızlar çıkıyordu. Kerem o kızı Aslı'ya benzetti. Ve yine türkü söyledi, saz çaldı. Sonra oradan Malazgirt'i öğrendi. Karşılarına Murat ırmağı çıktı. Irmak çok delicoş akıyordu. Kerem'in türküsü ile yavaşladı ve geçtiler. Oradan Malazgirt'e geldiler. Kahvede saz çalanlar vadı. Beraber saz çaldılar. Kerem'i çok alkışladılar. Neyse oradan Pasin ovası, Uzun Ahmed, Hasan Kalesi, Çoban köprüsünü gezdiler. Orada dalgacı bir adam vardı. "Ben Keşiş'im" diye dalga geçiyordu. Kerem'i görünce bu dalgacı bir tabuta girdi. Kerem'e adam öldü, namazını kılalım diye şaka yaptılar. Kerem adamın öldüğüne inandı. Aslında şaka idi. Namazdan sonra şaka olduğunu söylemek için tabudu açtılar ve adamı ölü buldular. Cenab-ı Hak dalgasının cezasını vermişti.
Neyse Kerem ve Sofi yollarına devam ettiler. Gümüşlü Kümbet, Hadım Pınar geçildi. Orada Kerem giysi yıkayan kızlar gördü ve Aslı'dan kalan tülbenti çıkartarak yıkaması için onlara verdi. Daha sonra da Laleli Dağına çıktılar. Hava çok bozmuştu. Fırtınalar koptu 3 gün 3 gece orada kaldılar. Üçüncü gecede nur yüzlü bir adam geldi. Ve onları atının arkasına alarak onları bir çırpıda Erzurum'a götürdü. Meğer o adam Hızır Aleyhisselam imiş. Orada bir konakta kaldılar. İkramlar gördüler. Kerem sazı eline alarak türkü söyledi. Sonra ağlamaya başladı. Sofi'ye neden ağladığını sordular. Sofi anlattı. Sabaha Yola çıktılar. Gezerlerken bir hamam gördüler. Cafer Ağa hamamı imiş. Oradan çıkan kadınların arasında Aslı'yı gördü ve hemen türkü söylemey başladı. Bunu duyan Aslı Kerem'i gördü ve Hemen eve koştu anasına haber verdi. Anası Keşiş'e haber verince yola çıktılar. Kerem ağlamaya başladı. Sonra sokaktaki çocuklara Keşiş'i sordular ve Mancunlar mahallesine giderlerken yol 3'e ayrıldı. Ortadan girdiler. Günlerce yol gittiler. Eşen Kalesine vardılar. Khevde oturdular. Oradan sonra Vabrik, Tercan, Çinci beli, Erzincan aşıldı. Kerem Erzincan'lılardan Keşiş'in Sarılar'a gittiğini öğrendi. Yolları bir geldi. Nuh Aleyhisselam'ın Nuh gemisinin oturduğu yere geldiler. Yerde bir kuru kafa gören Kerem kuru kafa ile konuşmaya başladı. Sofi şaşkınca Kerem'i izliyordu. Neyse sonra Eşkat'a vardılar, Engürü'ye gittiler. Kerem bir mezarlıkda ağlayan kız gördü. Kızla konuştu. Ölenin sevgilisi olduğunu anladı. Yola koyuldular. Kahveye geldi. Türkü söyledi. Sonra Ayaş'a gittiler. Yol viran olmuştu. Kerem viran olmuş yolla söyleşti. Sofi adeta olanlara şaşıyordu. Ayaşlılar Keşiş'in Zile'ye gittiğini söyledi. Tekrar yollara düştüler.
Yeniden yollara düştükten sonra Kızılırmak'a vardılar. Nehir delicoş akıyordu. Ama Kerem'in türküsü ile duruldu. Onlarda geçtiler. Zile'ye vardılar. Hanın sahibi onları içeri almadı gitti. Onlarda kapıyı kırdı. Kapıyı yakarak ısındılar. Sonra Sivas'a gittiler. Oradan da doğruca Kayseri'ye vardılar. Kerem bir cenaze gördü ve türkü söyledi. Bunu Duyan imam Kerem'e çok kızdı. Neyse onlarda oradan Keşiş'in kaldığı eve geldiler. Aslı bahçede geziyordu. Kerem hemen yanına gitti. Kendini tanıtmadı ve "ben dişçi kadına gelmiştim dedi" Aslı onu içeri aldı. Anasına söyledi ve Kerem Aslı'nın dizine yatarak ağzını açtı. Anası sordu "Hangi dişin?" Kerem gösterdi fakat o diş değildi. Öyle böyle bütün dişlerini çektirdi. Ağzı kan dolmuştuç Cebinden Aslı'dan kalan eşarbı çıkartarak ağzına tuttu. Tülbenti tanıyan Aslı "Bu Kerem!" dire bağırdı. Anası hemen Keşiş'e haber vermeye gitti. Kerem o an hemen türkü söylemeye başladı ve sazdan başını kaldırınca Aslı'nın onu dinlediğini gördü. Aslı onu hemen dışarı çıkartmaya çalışırken Kerem'in ayağı kapıya sıkıştı ve kanamaya başladı. O sırada Kerem Tanrıya "Ey rabbim şu kızı bana âşık et" dedi. Tam o sırada isteği kabul olundu. Aslı kapıyı açıp hemen Kerem'e sarıldı. Aslı Kerem'e:
"Hadi git buradan babam gelirse seni öldürdür, gece gel, beni al!" Kerem oradan çıkıp kahveye gider. Gece olunca Aslının evine gider. Saz çalmaya başlar. Babası onu duyar ve yanında ki adamlarla Kerem'i yakalamak isterler. Kerem kaçıp gizlernir. Sonra tekrar pencereye çıkar. Tekrar çağırırken onu tutuklarlar. Hapse atarlar. Kerem'in aklı başından gitti. Dili tutuldu. Kadıyı, müftüyü çağırdılar. "Baksanıza Keşiş'in evine bir adam girmiş, öldürelim mi?" Müftü izin vermedi. Sonra Kerem'in dili açıldı. Türkü söylemeye başladı. Kerem'in dilinin açıldığını beye haber verirler. Bey Kerem'i yanına çağırır. Kerem başlar türkü söylemeye. Bey kızmaya başlar. Kerem onu dinlemeden tekrar söyler. Bey yine kızar. Amire dönüp idam fetvasını ister.
Hâkim izin veremem, bunların Aslı var dedi ve yerinden kalkıp Harem'ine geçti. Meğer beyin Hasene adında kız kardeşi varmış. Beyin halini görünce halini sordu. O da Kerem'i öldürmesini istedi. Karşılığında 15 kese altın verecekti. Çünkü kadı, müftü öldürülmesine izin vermiyordu. Hasene bunu kabul etti. O sırada da Kadı Kerem' döndü. "Bak oğlum buradan kaç sana zulm edip öldürecekler" Kerem bu sözleri duymadı bile ve saz çalmaya başladı. Hâkim Kerem'e sordu: "Oğlum senin bu kızla alakan var mı? Nişanlı mısınız?" dedi. Eğer nişanlı değilseniz 2 şahit bul seni şu Aslı ile nişanlayalım" dedi. Kerem hemen Sofi'yi çağırdı. Hâkim mesele'yi sofi'ye sordu. Sofi'de anlattı. O sıralarda da Hasene Hanım 40 tane gülcülerden kız alıp her birine kıyafet giydirdi. Sonra onları büyük bir bahçeye soktu. Ve Kerem'i çağırdı. Kerem içlerinden Aslı'yı görünce gözünü ondan ayırmadı. Zaten başka bir kıza baksaydı, Hasene Hanım onu öldürecekti. Kerem gözünü ondan ayırmayınca o da Kerem'in gerçekten Hak aşığı olduğunu anladı. Hasene Hanım bu aşkı anlayınca Aslı'yı ondan sakladılar. Hasene Hanım Kerem'den türkü söylemesini istedi. Kerem hep Aslı'ya hitap eden türküler söylüyordu. Hasene Hanım kızdı ve kendisine hitap eden bir türkü söylemesini istedi. Kerem yine Aslı'ya söyledi. Bu sefer Hasene Hanım sordu:
"Kerem ben ne derim, sen ne dersin? Sana hemen Aslı'yı alıvereyim" dedi. Kerem:
"Ya Rab, sana şükürler olsun" dedi. Hasene hanım bu türkülerden onun gerçek bir âşık olduğunu anladı. Ve:
"Senin gerçekten âşık olduğunun isbatı var mı?" dedi. Kerem'de:
"Bak ben bir türkü söyleyeyim, eğer Aslı'nın her yönünden söz etmezsem beni öldür" dedi. Ve türküsüne başladı:
Bir hali diyor merde mert cengi
Bir hali dövüyor cümle frengi
Bir hali bozulmaz hiç onun rengi
Bir şulesi halka yetişir.
Hasene Hanım baktı ki bu türkü tam Aslı'yı anlatır, hemen herşeyi beye anlatır:
"Bu kızı Kerem'e verelim, eğer vermezsek, Kerem'in ahı bizi yakar"
Bey bu sözleri duyunca hemen Keşiş'in yanına gider ve:
"Kızını Kerem'e ver, eğer vermezsen seni öldürürüm" dedi.
Bu olanları Keşiş karısına anlattı. Ve o gece Kayseri'den kaçtılar. Sabah onları bulamadılar. Bir kişi onların Tekke'ye doğru gittiğini söyledi. Kerem çok üzüldü ve beyin ayağına kapanarak; "Aman beyim ben böyle olacağını bilirdim. Allahaısmarladık" diyerek yola koyuldular. Tekke'ye ulaştılar. Oradan Karapınar'a geçtiler. Sonra Haleb yoluna düştüler. Keşiş'de Haleb'de ermeni evine girdi. Halebli ermeni onun başka biri olduğunu anladı. Ermeni Keşiş'e burad ne aradığını sordu. Keşiş başından geçen herşeyi anlattı. Halebli Ermeni de: "O halde Kerem buraya gelmeden kızını evlendir" Bu sırada da Aslı Han babasına feryad ediyordu. Kerem ve Sofi'de Haleb'e geldiler. Burada Kerem hanın sahibi Külhan Beyine başından geçenleri anlattı. Külhanbeyi Kerem'i Aslı'ya alacağına söz verdi. Bir koca karı tuttu. Onu Aslı Han'ın yanına gönderdi. Koca karı Aslı Han'a: "Kerem'in yanına gitmek ister misin?" deyince Aslı hemen kalktı. Külhanbey'de Kerem'e haber verdi. Koca Karı'da Aslı Han'a:
"Git anandan Haleb'i gezeceğiz diye izin al" dedi. Anası da "tamam ama sakın geç kalma" dedi. Sonra Külhanbeyi Kerem'i Aslı ile buluşacağı Kümbet'e götürdü. Orada Kerem'i gören Haleb paşası onu zindana attırdı. Kerem'i zindan'a türkü söylerken duyan paşa ona kendini tanıttı ve Aslı Han'a şu anda düğün yapıldığını söyledi. Kerem'de: "Bana güzel bir at, silah ve hizmetkâr ver Aslı kiliseden çıkarken beni görsün" dedi. Paşa isteklerini yaptı. Ertesi gün Kerem kilisenin oraya gitti. Paşa arkadan adamlar gönderdi. Kerem Aslı'yı görünce türkü söylemeye başladı. Onu gören Aslı hemen yolunu değiştirdi. Sonra adamlar kızı hemen örtüp konağa getirdiler. Keşiş'in dostları Keşiş'e haber verince Kerem'den kurtuluş olmadığını anladı. Keşiş'in aklına bir fikir geldi. Kızını Kerem'e vereceğini, fakat ilk gecelerinin elbisesini kendisi dikeceğini söyledi. Kerem ve Aslı çok sevindi. Keşiş evde sihirli, büyülü bir fistan dikti. Kerem yanına gelince fistanın düğmelerini elleri ile çözecekti. Neyse 40 gün 40 gece düğün yaptılar. Sonra Aslı ile Kerem evlerine gittiler. O gece Kerem namazını kıldıktan sonra Aslı fistanını giydi ve Kerem'in yanına geldi. Kerem'den bu düğmeleri çözmesini istedi.
Kerem tam söktü 2 tanesi kaldı ki düğmeler tekrar kapandı. Kerem elleri ile tekrar denedi. Sürekli kapanıyordu düğmeler. Artık uğraşmaktan tan yeri ağarmıştı. Kerem düğmeleri nasıl çözeceğini düşünüyordu. Tekrar denerken en sonunda kocaman bir "Ah" çekti. Ve Kerem'in ağzından çıkan ateş ile birden bire Kerem cayır cayır yanmaya başladı. Külleri yere döküldü. Aslı ağlamaya başladı. Ve hemen annesine haber verdi. Annesi de kızım bu senin sevinecek günündür deyince Aslı annesine Kerem'in küllerini gösterdi. Annesi de çok şaşırdı. Sonra Paşa Aslı Han'ı sorguya çekti. Olayların Keşiş'in yaptığı anlaşıldı. Keşiş öldürüldü. Aslı 40 gün Kerem'in küllerinin başında bekledi. Sonra saçlarını süpürge ederek silerken küllerin içinde kalan ateş ile Aslı'da kül oldu. İkisinin külleri birbirine karıştı. Bunu görenler Paşa'ya haber verdiler. Paşa'da Aslı'nın annesini türlü eziyetlerle öldürdü. Daha sonra ki günde Sofi'ye düğün yaptılar. 40 gün 40 gece düğün oldu. Aslı ve Kerem dünyada kavuşamadılar ama şu an cennete düğünleri olsa gerek.

***********************************************************************************************************************************************************

Sevgili Janet Hanım

Siz artık okuyucular için bir klasik oldunuz diyebilirim.

Yine sayfalarımızda çağlamışsınız özgün dizelerinizle...

Yukarıdaki bilgiler sanırım yararlı olacaktır,şiirinize anlam katacağı düşüncesiyle ve hoşgörünüze güvenerek eklemeyi uygun buldum...

Şiirlerin taçsız kıraliçesini harika çalışmasından dolayı tekrar tekrar kutluyorum...

Saygılarımla...
gevdan
gevdan, @gevdan
18.2.2012 22:33:44
____________________________tek kelimeyle harikasınız başka söze ne hacet...
yok,sul
yok,sul, @yok-sul
18.2.2012 22:20:06
şiirde yorumda enfes efendim kutluyor saygılar sunuyorum
Delibal
Delibal, @delibal
18.2.2012 13:00:26
5 puan verdi
Sen Kerem ben ise Aslı misali..
Mevla yazmış bizi birbirimize..

Anladım onlar ölmediler ..
Ölüm adına..
Böyle bir kara sevda, kara toprakla biter..

Böyle bir sevda kıyamete dek yaşar ve ondan sonrada devam eder.
Zira insanlar öbür tarafta da sevdikleriyle beraber olacaklar imiş.

Kerem ile Aslı'nın birçok versiyonunu okudum.
Hem Farsça kaynaklardan,
Hem Kiril (Rusça) alfabesiyle yazılı olanlardan,
Hem Osmanlıca harflerle (eski Türkçe) ve
Hem de latin harfleriyle yazılı olanlardan okudum.

Kerem'in Aslı'ya, Aslı'nın Kerem'e olan sevgisini anlatacak söz sanırım henüz keşfedilmedi.

O ne muhteşem sevgi idi ki vuslat anında Kerem Aslı'ya dokunduğu anda gerçek bir küle döndü.

Bu sevgi hakkında çok şey yazılabilir, çok şey söylenebilir.

Nice yüksek lisans tezleri yazıldı bu sevdalılar hakkında.

Yeryüzünde gelmiş geçmiş en büyük 8 sevda arasında 2. sırada yer alıyor bildiğim kadarıyla.

Birinci sırada Leyla ile Mecnun Kıssası geliyor.

Ben bunun yanında Aşık Kerem'in Aslı'ya olan hitabında Han Aslı'm sözünü çok seviyorum.

Kerem Han Aslı'ya öylesine içten yakar ki türkülerini, tadına doyulmaz okurken ve dinlerken.

İnsanın yüreğini ırgalar durur.

Genel de 11 hecelidir Aşık Kerem'in şiirleri. 6+5'li kalıp yerine 4+4+3'lü kalıbı kullanmıştır.
Keremin türkülerini şiir veya türkü olarak herkes okuyamaz. Maharet ister, beceri ister.

Janet Hanım yüreğiniz böylesine müstesna bir sevdayı tatsın ama sonu sonsuz vuslatla bitsin.
Sağlık gölgeniz gibi sizinle olsun, Yüreğiniz Kerem'ce sevgiyle dolsun.
Sevgiyle kalınız,
Celil ÇINKIR
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI, @dilekyildizi
12.1.2012 17:17:49
"iki doğum, bir sevda
dervişin sunduğu bir elmada
kara sevda ayırırken bizi ikiye"

bir dünyayı ikiye böldüm
altında ben üstünde sen
diyar diyar gezerken ben
çalıyıda sevdim
gölgesinide sevdim sana benzeyenide
dereler seni söyledi diye dinledim
ama dinlenmedim
atığım her adımda sen

cümle alemi gezdim gezindim
düşlerini ararken
şimdi ürkek bir tavşan peşinde ben
ruhunda sen
çekildi dişlerim
hasretinden büyüdü gözlerim
geldim işte kapına

yangınlardaki gömleğin
düğmen olmuş yüreğim
dokunursam yanarım yanarsam tükenirim
bırak külümdeki saçıma dokunma
sen hep ol, ben yok olam

Hızır geldi üzerime
böyle kara sevda olmaz der
Kerem sen bu sevdaya gene gönül ver
kıskanır aşkındaki gölgeler
olmasa aşkındaki renkler
sabahları bırakmaz geceler
Aslım ASLIMDA GİZLİ
ben Aslımda Aslım bende
AŞK bu dünyada kara sevda da gizli
ASLIM HER YERDEKİ EN GÜZEL RENKLERDE İZLİ
aşık talat kurtoğlu
aşık talat kurtoğlu, @asiktalatkurtoglu
22.11.2011 12:01:14
var olasın güzelmiş
bekir odaci
bekir odaci, @bekirodaci
16.11.2011 21:56:25
SEVSEK SEVİLSEK HİÇ ÜZMEMECESİNE
AŞKI DİK TUTSAK HİÇ AYRILMAMACASNA
KEREM İLE ASLI OLMAK ÇOKMU ZOR BU DÜNYADA HOCAM
SAYGILARIMLA
sakaogluhasankucuk
sakaogluhasankucuk, @sakaogluhasankucuk
4.11.2011 09:02:35
Aşk işte böyle birşeydir. Yüreğin hızını kesecek fren bulamazsın. O yürek ateş olur, önünü keser.
Tebrik ediyorum.
DERTYOLDASI MEHMET avar
DERTYOLDASI MEHMET avar, @dertyoldasi-mehmet-avar
2.11.2011 18:51:51
5 puan verdi
çok güzel daha doğrusu süper bir şiir okudum janet hanım sevgi güzel bir duygu ama yakalıyabiliyorsa bir insan ben çok koştum ama hak eden sevgiyi yakalıyamadım çünkü SEVGI hak edilmesi gerek kalemin daim olsun laleler diyarı muş elinden saygı sevgiler YOLDAŞ
oktayzerrin
oktayzerrin, @oktayzerrin
19.10.2011 18:29:14
5 puan verdi
resmiyle, şiiriyle ve de duygulu aşk kokan güzelliğiyle gönülleri mest eden anlamlı şiirinizi kutlarım ...selamlar,saygılar...
SAKARYALIM TEKTANEM
SAKARYALIM TEKTANEM, @sakaryalimtektanem
15.10.2011 02:37:59
SÜPER OLMUŞ ŞAİREM ZEVLE OKUDUM TBRKLER VE SAKARYADAN SELAMLAR
Kul Figani
Kul Figani, @kulfigani
10.10.2011 10:07:28
5 puan verdi
Anladım onlar ölmediler .. Ölüm adına..
Boyle bir kara sevda kara toprakla biter..

Final şiiri tamamlamış...adeta mayalamış..haz aldım okumaktan.
Yüreğine ve kalemine sağlık..
Sevgiyle kal,sağlıklı kal,
Saygılarımla..
Erdemce
Selami TIRAŞLAR
Selami TIRAŞLAR, @selamitiraslar
7.10.2011 16:40:08
Büyük aşkla sevmişti Aslı Keremi
Ölüme baş kaldırdı gördü veremi
Cennette buluşmazsan ölüm çaremi
Kimler tutulmadı ki kara sevdaya .....Selami Tıraşlar-Elazığ

saygılarımla güzel şiirinizi bir dörtlükle yorumlamaya calıştım kutlarım efendim
Talibi
Talibi, @talibi
2.10.2011 00:57:03
Aslı ile Keremin asırlık aşklarını günümüze bu güzel dizelerle taşıdığın için tşk.ediyorum..
kurban
kurban, @kurban
25.9.2011 13:04:30
5 puan verdi
Aslı ile Kerem

Boyle bir kara sevda kara toprakla biter..
Mevla yazmış bizi birbirimize..

Ben Aslı sen ise Kerem misali ..
Bitmez özlemin yaram kanar..

Bilirim yucesin kaybolmaz kalır izin..
Görünüşte öç hakikatte degil..

Sevdaliydik ki ne kadar sevdalı ..
Tükenir bir gün ölürsem ömrümüz ..

Ela gozlerine kurban oldugum dilber..
Kasları benzer kemana eyler divane..

Kaç sene devirdim de seni hala unutamadım ..
Bir Yıldırım askidir sana ask’im kurban’in olam..

Ela gozlerine meftun oldugum dilber güzeli ..
Deniz calkalanir saçar ortaya hazinesini..

Ne güz ne mavi renk bu göçü anlatır ne anlar..
Sevda dolu gönlümüze sevdi güzeli ..

Ben aslı sen ise kerem misali..
Mevla yazmış bizi birbirimize..

Anladım onlar ölmediler .. Ölüm adına..
Boyle bir kara sevda kara toprakla biter..



yüreğinize sağlık harika dizelerdi kutlarım yazan kalemi saygılarımla
ümit zeki soyuduru
ümit zeki soyuduru, @umitzekisoyuduru
25.9.2011 12:36:12
5 puan verdi
Ela gozlerine meftun oldugum dilber güzeli ..
Deniz calkalanir saçar ortaya hazinesini..

Ne güz ne mavi renk bu göçü anlatır ne anlar..
Sevda dolu gönlümüze sevdi güzeli ..

Ben aslı sen ise kerem misali..
Mevla yazmış bizi birbirimize..

Anladım onlar ölmediler .. Ölüm adına..
Boyle bir kara sevda kara toprakla biter..

Güzel bir şiirdi. Tebrik ediyorum.
Saygı ve selamlarımla.
Sami ASLAN
Sami ASLAN, @samiaslan
25.9.2011 11:27:04
İKİ AŞIĞI DİLE GETİRMİŞ ŞAİR BU GÜZEL ŞİİRLE..TEBRİKLER
Murat Çakır (şeker29)
Murat Çakır (şeker29), @muratcakir-seker29-
25.9.2011 10:00:00
yüreğe yazılmış sevdalar bitmez,asırlar boyu devam eder.çok güzel dizelerdi sayfaya düşen,yüreğine sağlık
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Yaşanmamış Aşkların Şairi, @ya-anmam-ca-klar-nc-airi
25.9.2011 04:22:36
5 puan verdi
Asil yüreklere kazınmış yüce sevdalar, asla ölmezler,, her daim yaşatılır yüreklerde,, her seven bir kerem'dir, bir Aslı'dır,,

Saygın kaleminizi kutlarım,, kelamınız hiç bitmesin,,,,

Sevgiler,,, saygılar,,
Kemalkarsli
Kemalkarsli, @kemalkarsli
25.9.2011 03:24:24
5 puan verdi
Sevginin simgesi olan öğeleri harmanlamak kolay değil.
Zoru başarmişsınız,Kutluyorum.Saygımla..
glenay
glenay, @glenay
25.9.2011 01:52:31
5 puan verdi
Böyle bir kara sevda kara toprakla biter

Bilinen güzel şarkılarla süslemişsiniz şiirinizi .
Kendinize öz bir yazım şekli var . Selam ve tebriklerimle ..
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
25.9.2011 01:23:59
5 puan verdi
Kaç sene devirdim de seni hala unutamadım ..
Bir Yıldırım askidir sana ask’im kurban’in olam..

yüreğine saglık çok güzel tebrikler
Bandırmalı
Bandırmalı, @bandirmali
25.9.2011 01:14:50
5 puan verdi
Bu karaya sevdaya düştüm düşeli
Bana bir haller oldu mecnun gibiyim
Bazen hüzünlüyüm bazen neşeli
Sevdiğim gözlerine vurgun gibiyim

Güzel şiirinizi böyle bir dörtlükle kutluyorum
en içten tebriklerimle saygılarımla..
Etkili Yorum
İsa inan
İsa inan, @isainan
25.9.2011 01:10:39
5 puan verdi
merhaba güzel insan tebrikler
bu devirde aslı olmak da kolay değil
kerem de
yüreklerimiz çok yufka be usta
ayrılıklra dayanmıyor
aşkal kalın
irka irfan
irka irfan, @irkairfan
25.9.2011 01:10:22
5 puan verdi
çok karışık anlıya bilmek için okumak dil okurken düşünmek te güzel olmuş
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL