34
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1933
Okunma
Uykusuz düşlerin bölündüğü bir anda
Yada odamı sensizliğin doldurduğu zamanda
Korkuturken yitik yaşanmışlığım aslında
Hatta uğursuz bir gece yarısında
Bir sırtlan uluması misali
Karşıma dikilirde mazi
Öksüz bir ninni söyler sanki acıma
Güdüsel bir davranış ya da bir alışkanlıkla
Korkaklığımın arkasına sığınarak
Yel değirmenlerine saldıran Donkişot olur
Karşı koymaya çalışırım ecel denen Cellat a
Ama ne gezer
Heyhat
Sevdalanmanın pişmanlığı içinde
Kahramanlık yerine yine yenilmek düşer payıma
Sonra ..
Can havli ile
Ahtapotun avını sarması gibi
Son bir çırpınış içinde
Ve ecele meydan okurcasına
Kurtarmaya çalışsa da deli gönül mecalsiz ahvalini
Denize düşen yılana sarılır misali
Belli ki tilkiye yem olacak aslan gönlümün bu hali
Yani söz geçirmek ne mümkün artık akla ve beyne
Hadi kalk ayağa
Aslan gibisin demenin ne anlamı var ruhsuz dolaşan bedene
Çünkü ruh bitik, beden takatsiz
Radyoda çalan şu parçaya bakar mısınız;
“ Ölüm gelmiş can mı dayanır..”
Dayanmaz elbet
Dayanmaz ya
Yalvarış yakarışları kim dinler
Azrail kapıda ecelse zaten sabırsız
Bin pişmanlık içinde bilinir ki
Yılmış ve yıkılmış şu yangın yeri yüreğimde
Hiç unutulmayan, ama acı bir mazi kanar
Sonra yinede tüm bunlara rağmen bu deli –gönlüm
Hala seni
Ve hala yitik yaşanmışlıklar içindeki sevdanı arar
KAŞİF KANİ ERTÜRK
5.0
100% (24)