1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1251
Okunma
Geceler içinde benzersiz gece
Çünkü âlemlere rahmet geliyor.
Anlatmaktan aciz en veciz hece
Yıllardır özlenen Ahmet geliyor.
Yirmi nisan idi gözler kamaştı
Cihanı kapladı tarifsiz ışık
Safha safha indi bentleri aştı
Doldurdu gönlüne bekleyen âşık.
Sıradan bir olay değil bu durum
Yeryüzünde çöller bile yeşerdi
Ölümcül hastaya takılan serum
Şafi ve Şefî’den inen neşterdi.
Yüzyıllar boyunca beklenen geldi
Sevince gark oldu ruhani âlem
Ebucehillerin kalbini deldi
Nefis, şeytan çekti en büyük elem.
Kâinat nurlandı feyiz’e kandı
Güneş başka türlü doğdu o sabah
Küffarın ateşi son defa yandı
Işık karanlığı boğdu o sabah.
Oldu Âmine’den bir nur yumağı
Ümmetî! Ümmetî! Diye çağırdı
El, ayak, göz, kulak, dil ve damağı
Küçücük haliyle çokça b/ağırdı.
Abdulmuttalib’e müjde verildi
Sevindi huzura doydu dedesi
Ziyafet sofrası zevkle serildi
İsmini Muhammet koydu dedesi. (s.a.v.)
İstedi övülsün gökte ve yerde
Yeşertsin çölleri merhametiyle
Derman olsun nice çaresiz derde
Dirilsin ölüler şefaatiyle.
O gece hadisat geldi zuhura
Yıkıldı sütunlar yerle bir oldu
İran’ın kisrası doldu çukura
Sava gölü çöktü çevresi soldu.
Mecusîlerin de ateşi söndü
Yıllardır devamlı hep yanıyordu
Kâbe’de putların başları döndü
Zavallı insanlar tapınıyordu.
Hak geldi batıla gitmek göründü
Başka yapacağı bir şeyi yoktu
O gün bugün çoğu zaman süründü
İslam’dan bir öcü misali korktu…
Salih Yıldız…23.09.2011
.
5.0
100% (1)