7
Yorum
3
Beğeni
4,9
Puan
1758
Okunma

hüzne yataklık ediyor, gece çıkmaz sokaklar kesitlerinde
ve
Azrail morg kokan düşlerde ölümü fısıldamakta
sensiz hayat kaç cümleye tekâbül eder ki cancağızım?
bir başka üşümekte kalbimin iç kesitleri
ellerim bir kış sabahı kadar tarataze
kardelenin telaşı kelam heybesinde
sanki yok kalem,
yok kağıt
hicrana gelin edişinde zamanın
suskun duvarlarda ölüm çanları
mıh gibi çakılı akrep ve yelkovan sessizliğin boşluğunda.
hayat emarelerim bir şırınganın sivri ucunda
sen ki şah damarım
seni, sana anlatmaya yelteniyorum yine
giyindim özlemleri
surların kadar çıplak yüreğim.
Kapatmaya her çalışımda satır arlarında kayboluyorum
susturma b(s)eni şehr-i İstanbul.
kara peçeli gece de kusacak gümüş pullar yanıklarımı
bütün suskunlukları sökeceğim fidanımdan
Harf harf kanıyor, tuzlu sularım maviliğine
ve
saracak ıslaklığım(n)
dayadım hiçliğimi sol yanına,bedenim azınlıktayken
benliğimi öldürmekte itham edildim gecenin birinde.
iki sır dar-ı acunda Yunus sofrasında
ağlarıma takıldı sıva çektiğim yüreğim.
üryanlığım hipokrat yemininde
ince sızıların nüksettiği kelam sensizliğe inat
tek kişilikte biz olandık cancağızım.
Dolunay kendi gölgesinde bile aydınlatmamakta şehr-i İstanbul’u
yoksun Şems’im.
bir sem şavkında büyüttüm orkide düşleri
Ağustos’un sonunda buz keser bedenim.
Azrail çıkarır ziynetlerim(n)i.
gecenin en dar vaktinde izmarit kokusu abluka alırken
kefenime sar beni şehr- i İstanbul...
sensizliğimi al benden.
Susuzluğumu al ,maviliği bula.
sendeyken lût gölüne gider mi yüreğim?
dudaklarımı kuyuna dayayıp,pusuyorum gecenin kara rahmine.
bir satır mesafedesindeyim vuslatın
büzülür etlerim, kemiklerine yapışır usulca.
musalla çağında sensizliğin sessizliği
dudaklarıma dökülen Meryem’in duası
sığınayım maviliğine
zaman ölüm fermanını yazmakta iken
giydirme beni gelincik kokan beyaz duvaklı kefene.
aşk, tek bir hece
s(b)ensizlik koca bir yâr............
sensiz kaç cümleye sığarım ben şehr-i İstanbul?
sende yaşarken beni gel öldürme.
gordion
31/08/2011
5.0
93% (13)
3.0
7% (1)