10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1109
Okunma
her sabah
küçük adımlarına isyan edercesine
koşarak geçerdi kapımdan
penceremi açıp
yırtık pantolonunu gördüğüm an
ona bir yama yapmak isterdim ruhumdan
küçük mavi patiskaları
sümüklü kadife parçaları
fırçaları boyaları vardı
sandığı geçivermişti boyunu
önünden geçen kocaman insanların
ayakkabılarını güneşe benzetmekti tek oyunu
komşunun mektepli çocuğundan duymuştu
ağlayan taş bebeği konuşan oyuncağı
en uzak ülke gibiydi
parkın güzel salıncağı
kaldırım kenarlarında oturur karıncaları severdi
keşke onlarında ayakkabısı olsaydı
gün yüzlü kirli çocuk
minik ayakkabılarını
bedavadan boyasaydı.
her şehirde
o mavi yoksulluktan
gün yüzlü kirli çocuktan
gölgeler gezinir akşama değin
görürseniz çekinmeyin
sokulun yanıbaşına
okşayın saçlarını sevin onu biraz sevin
insanlığı uzatın boyacı sandığına