3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
877
Okunma

Annemin bir anlatısından...
uykusuz geldik Bursa´dan
yanımda kardeşim Süleyman
börekçiye iki poğça sardırdık
duvar üstüne oturduk
Ankara´nın ortasında bir parkta
rasladık bu iki adama
kuşluk vaktinde
çıktılar çalılardan
gözlerini oğuştura oğuştura
ben kadın başıma, kardeşim çekinir
bu iki adam neyin nesidir?
birisi genç
birisi ihtiyar
çok öfkeli bakıyorlar
bana öyle geliyor ki; sarhoşlar
çekip gittiler
biraz sonra yine geldiler
genç oğlanın elinde bir şişe ispirto
"emmi bunu susuz içelim " diyor
"ciğerimiz yanar bre evladım"
"yanacak ciğer mi kaldı be emmi"
"sen git su getir"
ben seyrederim
kardeşim seyreder
genç oğlan gidiyor çöp kovasına
bir plastik bardak buluyor
parkın havuzunda çalkalıyor
bir şişe ispirto anında boşalıyor
ikisinin de dudakları morarıyor
ikisinin de gözleri kanlanıyor
ben acıyorum
Süleyman kızıyor
döndük geldik Bursa´ya
Ankara´yı çıkaramadım aklımdan
o parkta
mor dudakları
kanlı gözleri
kuşluk vaktinde
o iki adamı
unutamadım