1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1871
Okunma
Siyah beyaz filmlerde görmüştük kendimizi
İstanbul sokaklarında Orhan babalı, ferdili
Çizerdik rüya sinemalarını
Arzu okay Sibel eğeli
Yetmiş altının ilkbaharında
Adil düzenin Erbakan’ı
Fötr şapkalı çoban Demirel’i
Karaoğlan lakaplı Ecevit’i
Ülkücü söylemin kurdu; Alpaslan Türkeş’i
Tanıdık yetmiş sekiz kuşağında
Tank sesleri uyandırdı gençlik ateşimizi
Tanıdık sesler, Tanıdık namlular
Bir anda kan kokusu dindi
Hep aynı nakarat
Aynı söylemin ardında
Özallı yıllar İzler bıraktı
Erken solan çiçeklerden bir demet
Her şey iyiydi ama kürdü hicazkâr çalmasaydı
Memurum işini bilir demeseydi
Yinede izi kaldı gönlümüzde
Biz ihtiyarladık ama
Yüzü ekşi Demirel i aynalar hiç silmedi
Sandıktan yine bakladan güller
Bol keseden yapılan düğünler
Cumhuru reis dedik
Hatıra gönül bina leyin
Unutulması zor dünler
Tansu’yu doğurdu
Çete Mete dokundukça ete
Milet öğrendi söbe
Haydi, bakalım iki binli yıllar
Çocuklarımızda çok şey anlatacak böyle giderse