15
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1747
Okunma

oysa bir tek özlem vardır
gökte yıldız, arıya oğul
tüm çiçekler kadar çoğul,
değil mi gülümseyince sen
canlanır gece ve gökyüzü
anılar tümüyle gözünde,
mahzeninde ilkyazıyla songüzünde...
üşümüşlüğünde kış günü
gözleri ılık ılık gözüne düşen
öz be öz çocuğundur özlem
sımsıcak yüreğinde büyüttüğün
özsuyunu saç/aklarında yürüttüğün
göğerip güneşe yükselen
kar çiçeğidir göğsünü delen...
bir gül ki yediveren
kılcal damarlarında yürür
tek tek dolaşır gözelerini
’Özle beni!’ diye diye
her seferinde yeniden
kanla yazar benliğini tenine,
sel gider, kum kalır, gül gider özlem!
günle doğar ay’la büyür
geceleri koynunda yatar
uyur uyanık bir uyku
gözlerinde nöbet tutan tutku
özlem ateşte gizli sudur;
yağmaz, gökyüzünü inletir
yağar, gül yüzünü serinletir...
tutuklu hüznü bulutlarda saklı
sığmaz içi içine insanın
şimşek çakar, darmadağın aklı
apansız bir sağanak başlar;
özlemdir, yanağından akar
kıyılar boyunca uzar saçları sevgilinin
köpükler bembeyaz, dalgalarla sahili yıkar...
özlem, kucağında bubi tuzağı
kendi sıcağında patlar
etkisiz mesafesi yoktur
yakın eder uzağı
göğsünde ip atlar
ateşli bir çocukluk hastalığı
derecesi aşkın, gülün c/ismini ispatlar...
güle düşen çiy damlası
yürek tuzlasıdır özlem
gül sah(r)asında kum fırtınası
yürekte umar, belki bir büyük kumar
parmak izinde kupa ası
bilen bilmeyene anlatsın
özlem, bir arkası yarın masalı...
Şaban AKTAŞ
14.08.2011
(agss)