1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1312
Okunma
üzüm asmalarından dar ağacı
bir cur’a yalnızlığa
körkütük bir temennâ
gazelhânına iklimimizin
-gecenin geniş omzuna başını dayamış-
münferit zamanların isli dakikalarında
takvimler sanki bunca çocuktan ne istiyorsa
öyle hırsızcasına
sürüklenmek bir şehrin
kalabalığında
sana hengâmelerin
gül kokulu ipek tenli dilberlerini getirdim cânâ
bu mülevves dalgalara rahatça uzanasın diye
saçaklarına perdelerin
-ihtiyar evlerdeki-
sana hânendelerin en dâvûdîsi
kin tutan nihâvend şarkıların
unutulmayan nakaratlarından
iz bırakan soy atlar misali
muhayyilemizden geçen dört nala
bir imgeyi asırlardan devşirmiş bir şair gibi
sana
../..
5.0
100% (7)