0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1298
Okunma
Bir adam duruyordu rıhtımda
Hafiften uzamıştı sakalı, ağlamaklıydı çakır gözleri
O köşegen kasketinin altında
Yaşıda kemale ermiş, herhalde ellibeş altmışında
Heybeti de yerinde hani, olmasına rağmen bu yaşında
Neyse... Belli ki bir üzüntüsü vardı
Ve görünüyordu bu üzgünlüğü
Gözündeki yaşlarda
Takılıp seyre daldım, oturdum oralarda biryerlere
El sallıyordu adam, limandan henüz ayrılan gemiye
Ve karşılığını alıyordu güverteden
Sallanan bir elle geriye
Belli ki bir yakınını gönderiyordu, uzak gurbet ellere
Ve yavaş yavaş uzaklaştı gemi
Kabaran köpüklerle birkaç martı kaldı
Giden geminin ardından geriye
Adam üzgün, adam perişan
Çıkardı cebinden bir sigara ve çekti içine duman duman
Öylece bakakaldı giden geminin ardından
Kimbilir ne anılarını götürdü o gemi
Gözyaşlarını bile alıp götürdü
Ayrılırken o limandan
Tam adam da ayrılacaktı ki ordan
Dayanamadım
Ve... Seslendim onun ardından
Adam durdu, tereddütle baktı ardına
Kendisi içinmiydi acaba bu nida
Evet evet.. Onun içindi bakışlarımdan anladı bir anda
Vakit kaybetmeden yaklaştım hemen yanına
Dedim: Üzülmemek elde değil, sen yinede dua et yaradana
Ulaşsın uğurladığın her kimse, sağ salim yeni yurduna
Adam şöyle bir baktı, koyarak elini omzuma
Dedi: Evlat sen hiç baba oldun mu
Nedir bilirmisin hasret kalmak
Canından çok sevdiğin yavruna
Anladımki evladını göndermiş
Uzun süre özlem duyacağı hasret yurduna
Evet... Bende bir babayım
Ama hiç ayrı kalmadım ki evladımdan
İçim burkuldu duyunca bunları, o adam oldum sanki bir anda
Ve.. Baktım ki süzülmüş gözyaşlarım yanaklarımdan
Adam sustu... Sustu... Sustu
Kimbilir neler geçirdi o an aklından
Sonra tuttu yine omuzumdan
Dedi: Evlat, otur hele şuraya
Kendİsi de oturdu yanıma ve eğdi başını
Başladı anlatmaya
Bundan yıllar önceydi ve evlendim ben de herkez gibi
Derken iki evladım oldu
Önce aldık kucağımıza Ömer’i, eh ardından da geldi Gülperi
Ama göremiyordum onları her zaman, yoktum ki
Gurbette geçiriyordum o günleri
Ne yaparsın işte ekmek parası.. Alın teri
Hep anacığıyla birlikte geçirdiler hasret dolu o günleri
Ve... Ölüm hakk’tır
Bir gün istedi rabbim
Onların anacığından, verdiği o canı geri
Yoktu artık anam, anacığım dedikleri
Küçücükken kaldılar öksüz
Sersefil olmasınlar diye, bırakıp gurbeti döndüm geri
Memlekette iş yoktu, olanlar da gündelik işlerden
Aç kaldığımız günler oldu, komşular böldü ekmeğinden
Geceleri uyku yerine yaş aktı gözlerimden
Ama yılmadım evlat, vazgeçmedim mücadelemden
Okuttum onları ne geldiyse elimden
Ama... Ama bir gün yıkılıp kaldım yine
Çünkü şehit haberi geldi oğlumun askerden
Vuruldum... Vuruldum oğul, hemde taa yüreğimden
Teselli ettim kendimi, müjde var çünkü Rabbimden
Ayırmış şehidine makamını, cennetin en güzel yerinden
Kızım da aldı eline ekmeğini, ama o da uzak yerlerden
İşte o kızımdı az önce el sallayan, gemiden
Anlatırken adam bunları
Dinledim sessiz sessiz derinden
Derin bir iç çekerek doğruldu yerinden adam
Avcunun içi bir yer buldu yine sol tarafımdaki omzumdan
Dedi: Evlat, işte kısa bir kesit hayatımdan
Rabbim almıştı eşimle oğlumu yanımdan
Kızımda uçup gitti az önce bu yuvadan
Gördün mü bak, kalakaldı yalnız başına bu adam
Gözyaşlarımın sebebi ondandır evlat... Ondan
Dedi ve... Aldı elini omzumdan
Bir meçhule doğru yol alarak
Ayrıldı adam o rıhtımdan
Az önce o adam bakıyordu giden geminin ardından
Şimdide ben bakıyorum o adama, o giderken
Gözyaşlarını akıttığı o rıhtımdan
Meçhule doğru yol alan o adamın ardından
Necati ÇAKIROĞLU Mayıs 2010