2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2798
Okunma

Odun kesip satardı,
Yoktu başka mesleği;
Kıt kanaat geçimi
Vardı kır bir eşeği.
2
Alarak eşeğini,
Çekip ormana gitti
Arı gibi çalışıp,
Epeyce odun etti.
3
Odunları eşeğe,
Yüklemek kısa sürdü;
Biraz yol aldı Ömer,
Eşek bir dere gördü.
4
İnat etti geçmedi;
Dikti kulaklarını,
Kuyruğunu kaldırdı;
Gerdi ayaklarını.
5
Ömer kızdı kükredi,
Vurdu koca sopayı;
Eşek gene tınmadı
Düşürecek sıpayı.
6
Bir, iki söz söyledi
Eğilip kulağına;
Eşek geçti inattan,
Fer geldi ayağına.
7
Eski kır eşek oldu,
Ömer çekti yulardan;
Akşam anlattı köyde
Nasıl geçti sulardan.
8
- Geçen yıllarda bir gün,
O dereden geçerken;
Ayağı kayıp düştü
Tam suyunu içerken.
9
Bu suyu unutmadı
Aradan geçti yıllar;
Diker kulaklarını
Her zaman suyu kollar.
11
Kulağına şu sözü,
Eğilip dedim ki ben,
Sadrazamdan bilgili;
Daha akıllısın sen.
12
Ulaştı İstanbul’a
Kulaktan kulağa laf,
Düşünmeden konuştu
Bizim Ömer pek de saf.
14
Çok geçmeden saray da;
Duyarak bu öyküyü
Fermanlar yazılarak,
Topladılar köylüyü.
15
Ömer vurdu dizine,
“Akılsız başım” diye,
Kan doldurdu gözüne
Döndü garip kediye.
16
Ömer’i çekip alıp;
Çıkardılar huzura
Çok yalvarıp ağladı,
Bakman diye kusura.
17
Başında koca tuğu,
Bakmadı göz yaşına,
Zebaniler hazırdı,
Toplandılar başına!
18
Yaşlı sadrazam huysuz,
Elle işaret verdi,
Çok iri iki adam,
Yere bir keçe serdi.
19
Tutup attı Ömer’i
Keçenin üzerine,
Falakacı hazırdı,
Herkes geçti yerine.
20
Sadrazama temenna
Saygı ile verildi,
Oduncu garip Ömer
Falakaya gerildi.
21
“Haykırarak” sadrazam;
Aslan gibi kükredi”
Gör bakalım bir eşek
Nasıl akıllı” dedi.
22
Daha iyi görmek için!
Ömer dikti gözünü;
Ak sakallı sadrazam,
“Tekrarladı sözünü”.
23
“Bire zındık oduncu
Aklın yok mu be adam,
Nasıl aptal olurmuş
Bir eşekten sadrazam?”
24
Melul baktı oduncu,
Yalvardı sadrazama:
-Dinle sultanım biraz,
O sözü dedim ama,
25
Hiçbir kötü niyetim
Olmadı hiç de yoktu,
Şu dilim yok mu şu dilim;
Beni kalbimden yaktı!
26
Sadrazamın elleri,
Sakalını okşadı;
Kalbine su serpildi!
Birazcık yumuşadı.
27
“Gevşetin falakayı”
Çözün” dedi” ipleri;
Ferman yazın köylüye,
Öldürsün merkepleri”.
28
Katip geldi huzura,
Hemen ferman yazıldı.
Fermanın tam altına;
Sultan mührü basıldı.
29
Katip ferman yazarken,
Ömer kalktı yerinden;
Sadrazama baktı:
-Ah etti kederinden!
30
Eşekler öldürülse
Ne yapacak sopayı?
Düşündü derin,derin
Kır eşekle sıpayı.
31
Katibin işi bitti.
Ferman yollandı köye,
İnatçıydı sadrazam!
Gene geçti öyküye
32
Korku garip Ömer’in
Tak etmişti canına
Yaptı oduncu köylü;
Kakasını donuna.
33
İşaret verdi “çıkın”
Ak sakallı sadrazam,
Ekledi arkasından;
“Yalnız kalsın şu adam
”34
“Söyle bakalım köylü”
Nedir bu işin aslı;
At korkuyu üstünden
Geçti falaka faslı”
.35
Daha da yaklaştı Ömer;
Eteğini öperek!
Ellerine sarıldı,
Korkudan ürpererek.
36
Kısaca anlatacak
Köyde olan olayı,
Doğruyu söylemekti;
Ömer için kolayı!
37
-Geçen yıllarda bir gün,
O dereden geçerken,
Kayıp ayağı düştü
Tam suyunu İçerken;
38
Bu suyu unutmadı,
Aradan geçti yıllar
Diker kulaklarını;
Her zaman suyu kollar.
39
Kulağına şu sözü;
Eğilip dedim ki ben,
-Sadrazamdan bilgili;
Daha akıllısın sen.
40
Geçti eşek dereden,
Oldu işte mucize;
Nereden bilirdim ki ben,
Ulaşacaktı size?
41
Olur mu hiç sultanım,
Bir eşeğin bilgisi?
-Ben de anlamadım
Benimle ne ilgisi?
42
-Af buyurun Sadrazam,
Ulu devletlim benim;
Doğruyu söylerim ben,
Gitse de şu bedenim.
43
Sadrazamlar tuğ için,
Can kıymeti bilmedi;
Hiçbir sadrazam dahi
Yatağında ölmedi.
44
Bu gerçeği böylece
Tarihler yazıyorlar.
Sizin için ip hazır,
Mezarın kazıyorlar.
45
Siz nasıl ettiyseniz
Halefinizi telef;
Bu gerçeğin kendisi
Hatırlayın maalesef.
47
Sizden sonra gelen de,
Asılıp sallanacak
Şansı var ise eğer;
Sürgüne yollanacak!
48
Gerçek bu kadar açık,
Herkes bunu biliyor;
Bir tuğ için kulların
İp ucunda ölüyor.
49
Şimdi açsan kapıyı,
Sıradadır on adam
Nasıl ölürse ölsün,
Tek olsun da sadrazam.
50
Şimdi söyle doğruyu,
Benim aziz sultanım.
Helaldir sana kanım.
Akıllı kim sultanım,
51
Şimdi kapı açan mı?
Yoksa benim kır eşek
Sudan korkup kaçan mı?
Süleyman ÜSTÜN
(1996’da yazılmıştır.)
5.0
100% (3)