9
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1002
Okunma
Şiraz’da gördüm güzel
Gülüşü destan güzel
Her gönlün sevdiği var
Bana da Behnaz güzel
Behnaz’ın kara gözleri
Bagh-e Anar da bir kara üzüm
Bagh-e Takhti’nde ılık bir güneş
Nasılda doğuyor sabahlarıma
Nima Yusiç
Şöyle diyordu bir şiirinde
“”“Ve bu öykü öyle anımsanır ki hâlâ,
Ve dudaklarımda asılı durur bu sözler:
"Yakan kimdir? Tutuşturan kimdir?
Kimdir bağışlayan yüreğindeki bu öyküyü?"””
Behnaz
Sen benim kaderim oldun
Yaratandır elbette
Yakan ve tutuşturan yüreği
Ne,Deşt-i Kebir’in kızgın kumları unutturur seni
Ne de Deşt-i Lut’un gece soğukları
Göz bebeklerinde kaybolurken bakışlarım
Cabernet Şiraz’dır sanki dudakalrından
Dökülen
Kendimden geçerim
Mest eder beni
Arg-e Kerim han kalesinde
Dolaşıyorken
Vekil camiinde duada dilim
Behnaz bilsen seni nasıl severim
Kerim Han caddesinde
Yürüyorken ben
Keşke yanımda sen olsa idin
Vekil pazarında,kapalı çarşıda
Hep seni aradım
Ben kömür gözlüm
Persepolis şehrinin
Antik kalıntıları arasında
Dolandım durdum
Üstad Muhammed Hassan’ın
Yaptığı İrem bağların
Tam ortasında
Saray merdivenlerinden çıkıyorsun sen
Lavanta kokuyor bahçe de yolda
Sarv-e Naaz dalında
Şakıyor bülbül
Yol kenarlarında ne güzeldir gül
Şiraz’lı Behnaz’ın sevdası başka
O nasıl bakıştır davetkâr aşka
Sende eller gibi dedirtme keşke
Hazar kıyısında gör ne haldeyim
Sarv-e naaz’ım
Avazım
Sensiz olmaz
Biliyorsun
Bu baharım,bu yazım
Hafızın el kitabı
“”Faal-e Hafiz””da
Sen çıkmışsın şansıma
“””Şiraz’lı Sa’dinin türbesi
aşkın kokusunu saçacak”””
..Ve bu bahar
Benimde gönlümde
Behnaz gülleri açacak
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (7)