9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1471
Okunma

Büyük dağların büyüsüne kapıldım,
Başını dik tut
Eğilme önünde zalimin
Islanan yanlarını kendi rüzgârında kurut!
Yoldurma göğsünden
Eteklerinden endemik çiçekleri
Elinde filinta
Bekle yaban domuzlarını,
Kavuzunu çıkartmadan tohumun;
Talan ederler yoksa
Keskin kocaman
Eğri dişleriyle upuzun
Emperyalist İngilizlerce,
Düşlerine çöker karanlık
Bir gecede hüzün;
Tüm hayâllerin ’El Harab-ül Basra!’
Büyük dağların büyüsüne kapıldım
Sırtımda arslan yelesi
Göğsümde kartal yuvası
Çek ayağını çakal, benim yurdum burası!
-II-
Büyük dağların büyüsüne kapıldım
Kükreyince derinden
Ateş püskürür dilim
Yer gök oynar yerinden…
Savrulurum eteklerime
Dağlaşır külüm
Soğurum kendi kendime
Yeşerir bağrımda yaban gülüm;
Bu benim sevdam
Başkaldırışım zamana
Ne ise düşün, odur işin
Atmayın düşlerimi yabana!
Büyük dağların büyüsüne kapıldım
Estim gürledim, lâv lâv aktım
İsyanımla yeniden yapıldım
Külümden ayağa kalktım...
…
Ey riyâkar zaman, yalaka erk;
Bana bak, iyi bak bana
Dağlarca çökeceğim üstüne
Tepeler doğurtacağım sana!
Şaban AKTAŞ
20.08.2009