9
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
3204
Okunma

Adaletinizin keline bit düştü
Haydi kaşıyın
Kestiğiniz parmağın acımayan yanıyla
Ters duruyor kalemler
Gayri adil masa da
Katledilen geçmişin
Lavdan yakıcı yarası
Yarasına basa basa
En yüksek bahis oynanıyor
İnsanlığın üstüne
Gençliğe geleceğe kıyasıya..
İpinden koparıp çığlığını çocukların
Zindan avlusunun göğünde
Uçurumlardan umuda yükselip
Yüreğimizle dalgalanan
Uçurtmaları vurdular
Oysa
Umut kuşatmasıydı mevzi
Barıştı mavzere sarılan
Tabutlardan haykıran sesti
Toprağından fırlayan binlerce ölü
Barış diyordu
Ölü gözleri mavi..
Anlık bir boşluğa düştüm
Sandım ki
İlam-ı müebbet giyindi zulüm
’kahrolsun işkence yaşasın ölüm’
Onur direnişi adına
Sandım ki zulüm
Tabutluğa kapatıldı Mamak’ta!
Beynimi yumruklayan betonda
Düştüm düşümün üstüne
Netameli uykudan uyandı infazlar
Kirpiklerin uykuya döküldüğü yerde..
Şimdi
Katli mubah kılan kelimeler
Duaya durduğunda
Papazla papaz olan imam
Kirli pazarlıklara açtı elini
Kanlı ayin arenasında.!
Oysa siz barışa
Kendi saçlarıyla kendini boğan her gece de
Binlerce şafak borçlusunuz
Umuduna sıkılan bir mermiyle
Gözleri barışa açık giden
Binlerce can borçlusunuz..
Rengine kan karıştığından beri
Asaletinden utanan kırmızı
Utanma
Unutma renginle ödenen bedelleri
Eğer bizsek
Barışa sıkılan kurşunların siperi
Sana söz
Her rengin bir tutam tebessümüyle
İntihar suskusundaki mevsimleri
Devrimce dirilteceğiz
İncitmeden kardeleni
Dirilteceğiz
Toprağa can veren ölülerle
Toprağın sarısına
Revan olmuş yeşili..
/Değerli dostum,yoldaşım, usta yorumuyla şiirime can veren,nefes olan Hasan KARAŞAHİN’e sonsuz teşekkürlerimle../
5.0
100% (8)