7
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1522
Okunma

zaman;
sevdaya itham ederken baş kahramanı
seri cinayetler işleyen azalı bir katile bürünen ruhun prangasında
ertelenmiş yaşanmışlıkların ertesi gününe beş geçe iki gözüm
şehr-i İstanbul ki
ben, seninle hicrana bağdaş kurdum
büyüdüm, sende hiç gelmeyen mavi trene beklerken
siyah/beyaz fotoğraflarda kırmızılığından darağacında infaza sürükleniyor
Haydarpaşa;küçük gözlerime sirayet etmiş resmin
ayak uçlarına dökülen tuzlu suyuma bakma sen
lâlliğe meyilli bedenim kaç kez susma orucu duracak Meryem süresinde?
akrep ve yelkovanın iz düşümünde ötelenmiş kara peçeli gece
hiçliğim, kaybolmuşluğun karanlığına çalarken
İstiklâl Caddesindeki kalabalıkta
kırık kalemle şairliğe soyunan bendeniz
umut ektim vav hali bedenimle
günahlarından tövbe eden Züleyha oluyorum
diz çöktüm
Pertevniyal Valide Sultan Caminin avlusunda
sırça bir köşke denk gelse de
siyah/beyaz’a çalan düşleri sığdırdım bir çikolata kapına
Şemsli’ğinle kuruyacak o kadar çok ıslak kirpiklerim var ki ey İstanbul
bendeniz hangi sözcüğe emanet edeyim seni Kız Kulesi
hangi acun harfi taşır gözümdeki varlığını
hangi söz cümbüşü çeker işveli güllüğünü
deniz kabukları öksüz kalır gecenin er dar vaktinde
çıplak kabuğa bürünür senli cümlelerim olmayınca
bilirsin ki Galata Kulesi
Hazerfen olup kaç defa gösterdin bana kuş bakışı şehr-i İstanbulu
mihengeye vursalar âşık’ımı
has altın gibiyim
ben ram oldum mum ışığı aydınlatırken beton duvara
gussa-i matemi giydim mintana niyetli
Şu’un anlamamakta yetim kelebek
kanadı kırık
solgun renkleri
Niyyet-i hilkatı âşk
Gulgule-i Cem neyliğime yüzüme vuran lodosa fısıldadı
ey yaşam rengime bürünen şehr-i İstanbul
gayret-i gufran esirgeme bendenizden
senin yanında pir olmaktır tek dileğim
sohbet-i hemdem olan Marmara zemzemliğini muhtaç eyleme âşık’ı
dest-i kaderle çekme elini
ben,senim gayri şehr-i İstanbul
efsane-i Yusuf’u boyalı cemalinle
dilsiz kaleme dua saflığında zemzem’im oldum ey Marmara
saz-ı kaza oyunbaz feleğe geçse de
Hande-i hurrem eksik olmasın gögüm(n)de
hak olur bende yüreğin(m) cancağızım
tecelli-i hayat ne olursa olsun
efsane-i Yusuf’umsun sen canözüm
şehr-i istanbul’um
cancağızım
cansuyum
gordion
14/06/2011
an-ı dem adem : insanın soluk alma anı
ram : boyun eğen
hande-i hurrem :şen gülüşler
gussa-i matem : matemin kederi
tecelli-i hayat : hayatın talihi ( veya cilvesi)
saz-ı kaza : mealen : kaderin sazı
dest-i kader : kaderin eliyle (yardımıyla)
şu’un : "olup biten "
gulgule-i Cem : "Cem" özel isim olarak yazıldığından Hz. Sülayman’ın sesi
niyyet-i hilkat : yaradılışın amacı
gayret-i gufran : affetme
efsane-i Yusuf : Hz. Yusuf efsanesi
pir olmak : yaşlanmak,ihtiyar olmak
hak :toprak
sohbet-i hemdem : canciğer arkadaş sohbeti(Muhabbeti)
5.0
100% (8)