Zaman su gibi akıyor, sabah olmadan akşam oluyor,
Ben daha güne başlamamışken yatma saati geliyor,
O mu aceleci ben mi yavaşım, uyum sağlayamıyoruz,
Kör-topal yahut da yavaş-hızlı, birlikte gidiyoruz...

Zaman su gibi akıyor, sanki içinde bulunmuyorum,
Aradığım zaman kendimi hiçbir yerde bulamıyorum,
Bağımsızlaşmış gibiyim son zamanlarda, korkuyorum,
Bu kadar özgürlükle dünyaya da sığmam, uçuyorum...

Bugün de akşam yaklaşıyor, yapılacak işlerim de var,
Merdivenin altındaki anneyle yavruları artık acıktılar,
Onlara su da götürmem lazım, malum, havalar da ısındı,
Kendime de karpuz almalıyım, analdım artık olgun olanı...

Bu şiir uzar gider, kendime engel koymayacak olursam,
Bir yerde kesip işime bakmalıyım, kalırsam duraklamam,
Hece veznini de saymıyorum, onu okuyucuya bıraktım,
Kafiyelerle idare ediyorum, şimdilik o konuda varım...

Dışarıdaki gürültü azaldı gibi, perdeleri çekmiştim ama,
Onlar sesi engellemiyor, verin benim muhafazakarlığıma,
Çok da önemli değil, perde yahut cam, kalp gözü önemli,
Onun da ne alemde olduğunu bilemem, koru beni Yarabbi...