29
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1728
Okunma

Issız sokağın sessiz karanlığında
Bir çift kara göz, kocaman.
Tuğladan yastık, mukavva yatak
Ayazın da bıçak
Olduğu gecede
Sonsuzluğa uzanan yatak odasında
Yere serilen yapraklar gibi
Dermansız, yorgun
Bir çocuk yatıyordu,
Çiğnenmeye, çürümeye hazır.
Üstü başı kir içinde
Elleri çatlak, ayakkabısı patlak
Sırtındaki kazak?
O da yırtık.
Avucunda sıktığı şişe bile
Onu ısıtmıyordu artık.
Nasıl çekmişti içine
Yeni doğmuş bebeğin
Anasının göğsüne sarıldığı gibi
Sarılıp emmişti ciğerleriyle.
Kapanıyordu gözleri korkutan karanlığa.
Kalk çocuk, uyumamalısın, haydi kalk!
Ecel melekleri yanı başında
Ölüm ninnileri söylüyor gecenin ayazı.
Zamanı değil karaya koşma
Daha okşayamadın ki beyazı.
Bulutlar kaplamış çevreni
Duyamıyor musun beni?
Kalk çocuk, kalk!
Kimler geliyor bak.
Zamanın çok erken olduğunu
Haykırıyor her çalan tik tak.
Umursuz dünyanın çaresizi
Nasıl kurtarırız sizi?
Zamanı kovalayan yelkovanı
Ok gibi saplasam yorgun yüreğine
Kovalar mı kaygılarını, korkularını?
5.0
100% (1)