0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1826
Okunma

Ne vakit hasret serzenişi duysan
Ben dedirten o kafesten kurtulmak için durmadan sancıyla çırpınsan
Sahraların vicdanıyla çırpınsan, rüzgarın hatırlatmasıyla gözyaşlarına kansan
Hıçkırıklarına hiç engel olamasan, ruhumun figanıyla baş başa kalmayı yaşarsan
Sezginin sessizliğinde uyansan
Fırsatın farkını aşkın sadrıyla anlasan, lahzanın bahtına sunduğu ne varsa
Teslim olmayı, kanaat için sabırla yanmayı, vesilelerin nasip vecdiyle yakarsan
Yaptığın secdelerde, kıyma dururken sor kendine aşk hangi iklimin serzenişlerinde
Şayet vakit mukadder eden şan ise
Bahtın açılan sayfalarında, aklın ve idrakin gönül kapını kapatıyor ise
Tahkikin nasıl bir mevkide, azıkların neden halini irfana taşıyacak takatte değilse
Suyun aşkına bak, yaprağın teslimiyetindedir fark, iraden azmin için vuslattan uzak
Rehberin kimdir, istikametin nedir
Zaman neden senin kalbinde gerekçelerinden uzak bir seyr-i seferdir
Fikirden ari isen sual etmek nasıl mümkündür, miskinliğin cazibesi kim içindir
Neden malayanilik sinende vücut buluyor, aşk-ı zaman haşyeti hiç hatırlatmıyor
Ölüm içinde yaşayan ibret-i haktır
Nasıl bir durakta duracağın ancak kalbin ve ruhunun feyzinde ki sevdadır
Vicdan nasıl bir inşirahtır, firkat neden seni senden alan en nadide bir hissiyattır
Akıl niçin bilgisizliğe gark eden, izanın iradene rağbet ettiren fer değil, ne meraktır
Geldin ki gideceksin, bilmeden mi düşüneceksin
Nefsini neden mütemadiyen taltif eden bir zadesin, heveslerine kefil misin
Gün niye doğar, rüzgar neden vuslatın hasretiyle melül melül içine aşkı koyar
Kar mümbit bir feyz misali gönlünde ki umuda yağar, fırtına ise nefsin gibi boğar
Mustafa CİLASUN