4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2246
Okunma

Yıkık köprü altında, küçük eski baraka
Hasat bugün iyiydi, tam tamına üç okka
Derinlerden duyuldu tembel cırcırın sesi
Belki de ihtiyarın tek müzikli neş’esi
Çarpıyordu yüzüne sıcak ekmek buğusu
Yayıldı hemencecik taze taze kokusu
Karın doyduktan sonra deliksiz bir de uyku
Var olana şükretmiş arzu etmemiş yoku.
Yıldızlara bakardı delikli çatısından
Gıy gıy sesler çıkardı gevşemiş kapısından
Bu seslerle uyurdu birdenbire apansız
Bir başına yaşardı çevresi de pek ıssız.
Öyle ki uykusunda göçüverdi aniden.
Haberi olmayacak kimsenin, ölümünden
Tan vaktinde bir gemi yanaşmıştı kıyıya
Yama yama ceketi asılıydı kapıya
Keskin ağır bir koku dağılmıştı her yana
Pek acıklı bir tablo, can dayanmazdı buna.
Gazeteye sarılı küflü bir parça ekmek
Zavallıcık ihtiyar çoktan ölmüştü demek.
Gözleri açık kalmış, yıldızlara bakarken
Öleceğ’ni anlamış uzaklara dalarken
Rengi kaçmış yüzünde tatlı bir gülümseme
Ölüme selam etmiş ibret olsun aleme
Sen gibi göçenlere tüm samimi dualar
Sessiz yürüyüşünde yalnız değilsin ihtiyar.
Kabılcevz şairi/islam kölge
5.0
100% (3)