Beyim nemiz sağlam ki yorarsın beynimizi
Çektikçe çekiliyor dumur dumur üstüne
Kapı kulu eyledik ücretsiz boynumuzu
Büktükçe bükülüyor emir emir üstüne

Köpeğe versen yemez kötü bir hareketi
Bak izzetinefsime gör bunca hakareti
Felek duysa kıskanır bendeki bereketi
Attıkça atılıyor şamar şamar üstüne

Akıllanmak bir yana zevklendik derdimize
Çıldırmak mı? Güldürme! Yatıştık virdimize
Allah’tan dilemedik ekti’ler sırtımıza
Bindikçe biniliyor semer semer üstüne

Kaç vakte dek kaparım ömre borç deliğimi
Bilmem hoş asar mıyım güngörmez eleğimi
Bir düzen ki doğuştan bellemiş iliğimi
Sordukça soruluyor memur memur üstüne

Her hâl biz de yer etti kör talih kötüsünden
Yırtmadan façamızı kurtarıp tutusundan
Usulca geçilir mi çilenin ötesinden
Bastıkça basılıyor çamur çamur üstüne

Kotamızı kıstılar kırk düğümlü dirlikten
Cepkenimiz sıkılır var ilinde darlıktan
Sağ olsunlar kimseyi ayırmayıp birlikten
Kaktıkça kakılıyor damar damar üstüne

Hamur aynı mayadan arlıdır demirimiz
Açlığa gem vururken sıkılır umarımız
Açıkta fink atar mı mahcup edep yerimiz
Sıktıkça sıkılıyor kemer kemer üstüne

Biz yoğa idmanlıyız çatsak da sefalete
Çocuğumun suçu ne hay böyle adalete
Zıpçıktıya öykünür karılıp cehalete
Sattıkça satılıyor kumar kumar sütüne

Bakıp söz dikişine sızlanıyorum sanma
Müstahaktır usuma azalarına yanma
Lâkırdım akılsıza “silkelenmezsen onma”
Yattıkça yatılıyor tımar tımar üstüne

Sözün özü;
Yeter ki düze çıksın kurdu kuşu nez hâlden
Hiçliğime gam yemem ve haykırmam bu dilden
Erdemoğlu yurduna feda olsun tez yoldan
Verdikçe veriliyor ömür ömür üstüne

17.08.2007 16:34
27.08.2007 20:27
Salih ERDEM / AYDIN