10
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2093
Okunma

mavi koynunda can verecek kalemim özlemindeki yâr
parmak uçlarıma bıraktım yüreğimi
seni yazmaya yeltenen âşık
Şems"imsin
gece karası gözlerin ki cennetimin şavkı
yüreğimden dile gelen satırların mekanı
senli cümlelerim ki
lâl bir kadının " şair " merdivenine çıkması
velhasıl
ben seni " sen " diye sevdim cancağızım
başımı adadım
yüreğin bana cennet
dizlerinde kırıyorum senli cümlelerimin kalemini
yaşam karesinde hayale dair bir tek kelimem olmadı ki benim yâr
hiç bir zaman yeri yok
yüreğimin sahillerinde şehr-i istanbul’um
Yusuf` un düştüğü kör kuyuda nasırlı ellerimle
özlem yanığı suyunu çektim
akşamın dar vaktinde
hicranın soğuk kurşunlarını öptüm sen diye
lehçemde ki cümlelerim
sıvadığım kalbim
suskunluk safına örüyorum
Azrail’in soğuk nefesli gecelerinde
dudaklarıma sürdüğüm vuslat şarabını
yüreğim maviliğinde kulaç atarken zamana
ruhumun dibeğini eziyorum
dövüyorum içimdeki küçük kızla
Yeditepeye ektiğim umut tohumları
elbette filizlenecek canözüm
mesafeleri yakınlaştıran rüzigâr’ın avucundaki şems sıcaklığını sevdim cancağızım
dilinde bir harf
bir söz
bir kelimeyim
hicran ezip duruyor ruhumu
sensizliğin sessizliğine beş geçen kanamalı saat de
sen
şehr-i İstanbul
geceyi uyandırmaya niyetlenen bir kelebek oluyorum
uyuyan kirpiklerin
sessiz
usulca yanına sokulup
gelip yanına zenci kölelerinin aralarından
kulağına "cancağızım " diye fısıldadım
bir gece vakti
yüreğimin sen kokan köşelerinde
ben sana demleniyordum
kekremsi bir çay kıvamında
gözlerin ki
" cansuyum "
aşk kokan nağmeler duruluğundaki yâr
yüreğim(n)e kapattım
dizlerinin yumuşaklığına sarılıp
vuslat gözyaşı çalmak akrep ve yelkovana
yüreğini bana mesken açan cancağızım
sana susuyorum
attığım her adım sana
dilime dolanan sevda türküleri
her notada avuçlarında açan sevda çicekleri
hüsnüyusuf
mormenekşe
kasımpatı
papatya kokan senli cümlelerim
ete kemiğe bürünen âşık iken
şehr-i istanbul’un surlarına koyuluyorum şimdi.
Şemsliğin kız kulesine seriyorum
nem kokan duvarlarında ’bize’ ait izler soluklarken
SultanAhmed’in dizlerine eğilip
gözyaşlarım akarken Marmaraya
dualarımı sarıp sarmaladığım cancağızım
sensizliklik katransı
dededen yadigar antik bir saat
karaya bürünen oda
geçmiş tarihle yetinmeye beş kala
yüreğime yolladım sana can sızım
ism-i nâzımını göz pınarlarımda yıkarken
işte bir yudum sen..
bir yudum ben oldum ...
zamanı durduran gece karası gözlerinde
takvimleri çeviriyorum vuslat tarihine
ayak uçlarımda zemzemim
canımdan bir parça
sel olup akıyorum gözbebeklerinden toprağa
kör uçurumlar atlatırken yüreğim
senli cümlelerim şaha kalkan bir ata bürünürken
suskunluğumu kırıp
nefesim nefesini solumaya koyuldu cancağızım
sevda kokan şehr-i istanbul
seni anlatan satırlar
ben sendeyim cansuyum
dokunduğun yüreğindeyim cancağızım
gordion
23/05/2011
5.0
100% (11)