3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1308
Okunma

O yalnız bir kadındı
Tuvalinde hayalleri barınırdı
En çok da leylak kokusuna bayılırdı
İçmek isterse şarap, kavaklı dere yudumlardı
Penceresinde bahar güllerinden desenli perdeleri
Akvaryumunda turuncu yavru balıkları vardı
Yalnız kadındı
Akşamlar bile ona ağlardı
Onlar da kadın kadar yalnızdı
Tuvalinde sarı yeleli beyaz atı koşuyordu
Öğrenmişti Mevlana’dan aşk sadece Yaradan’daydı
Prensler de masallar da yalandı
Kalbinde giden sevdaların pıhtılaşmış yarası sancırdı
Geçmişi fasıllardaki içli nağmelerde unutmaya çalışırken
Aslında daha çok yalnızlığını kamçılardı
O yalnız bir kadındı
Sonbahar yaprakları gibi solgun, kıvrımlı dudakları vardı
Gözlerinde huzurun izi barınırdı
O bir yolcu gemisiydi
Kaptan kendisiydi seyir defteri yüreği
Herkese sevginin gücünü ikram ederdi
Giden yolcular gibi terk ediyordu gençliği
O yalnızdı ve yaşlanmaktaydı
Çocukları kendi çocukluğu kadar uzaktaydı
Ara sıra kendine kaçar saklanırdı
O güzel gözleri, beyaz teniyle
Bir zamanlar kıskanılan kadındı
Oysa şimdi karanlıkta dalgalı kısacık saçları ile
Yalnızlığına ağarmaktaydı
O yalnız bir kadındı
Yalnızlığına avlanmaktaydı
O yalnız bir kadındı…
Nurcan Talay
5.0
100% (3)