Siyaset denilen çarkı felekte,
Seçmenine bile dargınlar gördük.
Hazineye hortum, halka kelekte,
Birbirlerine çok sargınlar gördük.

Polemik yaparak kurtla koyunu,
Çıkardık mitingin bile suyunu.
Oy ister; atamaz kendi oyunu.
Kılıç gibi keskin dalgınlar gördük.

Kimisi bahsetti sudan havadan,
Kimi kadayıftan, kaptan tavadan,
Kimisi Türk İslam denen davadan,
Nadirde olsalar olgunlar gördük.

Gidiş ya darbeyle ya da kasetle,
İmaj, mavi gömlek ya da kasketle,
Dini alet eden bu siyasetle,
Her telden her turlu vurgunlar gördük.

Kemal Derviş Abi gibi gümrükler
Macaristan’daki yenen yumruklar
Kütükler, kalaslar ya da tomruklar,
Misali etine dolgunlar gördük

Teftişte giyilen kısacık şortlar,
Altı kez görülen kırmızı kartlar
Ecdadina karsi yilmayan sertler,
Batı karsısında yılgınlar gördük.

İster sivil ister emekli paşa,
Kim gelirse gelsin devlette başa,
Amerika nedir, Kabe mi haşa?
İcazet almada salgınlar gördük.

“One minute” dedin vurdun damganı,
Gün oldu, alda git dedin ananı,
İzmir gavur diyen bir başbakanı,
Ve projesi çok çılgınlar gördük.

HAKİKİ KABAKÇI