13
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2024
Okunma
Uygunsuz bir zamanda uygunsuz bir hareket
Yapan ve lâf edene; en münasip etiket!...
Sultan Mahmut devrinde yaşar Mehmet Efendi
Münasebetsizlikle şöhret kazanır kendi.
Bu zat, Padişahın da merakını celbeder
Namını tartmak için sohbete davet eder.
Uzunca söyleşirler bir muhabbet muhabbet
Ama yoktur adamda ve kelâmda garabet.
Padişah konuğunu lâyığınca ağırlar;
Birkaç kese ihsanla huzurundan uğurlar.
Hayli zaman geçer. Yer; Cağaloğlu yokuşu
Sultan Murat faytonda, Bâbıâlî dönüşü.
Bizim Mehmet Efendi arabacıya ünler
“Hünkâra arzım vardır!” Hünkâr dışarı dinler
Ses tanıdık: “Galiba önemli bir maruzat!”
Arabayı durdurur ve ilgilenir bizzat.
Lâkin durdukları yer yokuşun en dik yeri
Atlar zapt olmayacak ayaklar kayar geri.
Hükümdâr endişeyle meşhur rampayı tarar
Mehmet Efendi gayet rahat şekilde sorar:
“Ulu hünkârım zurna çalabilir misiniz?”
Padişah: “Hayır!” derken nasıl şaşar görseniz
“Ben de bilmem!” der Mehmet. Hükümdâr: “Öyle mi?” der.
Ve merâkla beklerken fayton da geri gider.
Mehmet Efendi: “Halam, Bursa’dadır kendisi
Ve onun damadının yaşlı teyzezâdesi…”
Sultan öfkeyle: “Ee!” diyecek lâf bulamaz.
Mehmet sakin: “Efendim, O da zurna çalamaz
İnan efendim, hatta…” artık herkesi bayar.
Atlar terli, köpürmüş; fayton geriye kayar.
Bu ortamda kim olsa, çatlar; dokuz doğurur!
Sultan Mahmut nihayet dayanamaz bağırır:
"Münasebetsiz Mehmet Efendi! Çekil yoldan!
Mevlâ’m bizi korusun sen gibi densiz kuldan!"
16.5.2011 14.20
17.5.2011 8.29
Salih ERDEM / AYDIN
* Hikâyeden şiire uyarlanmıştır.
2. Mahmut
5.0
100% (11)