0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
924
Okunma

Ahmet, Mehmet arkadaş
Aynı tertip erdiler.
Ahmet’in günü yetti,
Sıla izni verdiler.
Çabuk geçti otuz gün;
Ahmet döndü izinden.
Açtı kolları Mehmet;
Bus eyledi gözünden.
Ateşli konuşmalar;
Yavaş yavaş duruldu,
İki asker arkadaş
Bir gölgeye kuruldu!
Sordu Ahmet Mehmet’e:
- Ölen kalan kimler var?
Bizim itten ne haber?
Şöyle doğruldu Ahmet:
- Sizin it öldü dedi.
Mehmet’i hüzün bastı,
Şaşırdı şöyle birden;
- Öldü işte itiniz,
Ölmüş atınızı yerken!
Dedi Ahmet yutkundu,
Sormaz diye düşündü.
Sordu Mehmet atı da,
Haber diye eşindi:
- Neden ölmüş atımız?
Gençti kalın ensesi.
- Ağır gelmiş annenin;
Kır ata cenazesi.
-De Sana annem öldü,
- Evet, çok yandı ona,
Hiç te dayanamadı;
Önce ölen babana.
- Öyleyse ocak söndü,
- ‘Ah’ dedi Ahmet üzgün
Doldu kara gözleri ;
Can evinden avladı
Ahmet’in şu sözleri:
- Hayır Mehmet eviniz,
Sönmedi tütüyordu;
Yanacak od kalmadı,
Çatısı bitiyordu.
Süleyman ÜSTÜN
5.0
100% (1)