7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1894
Okunma
Geçmişi andım yine,
Yine sessiz akıp giden bir su başında olmak,
O mis kokan toprağa uzanıp doğayı dinlemek,
Uyurken etrafımda köpeğimin dolaşması,
Ne güzeldi…
Yanımızdaki tarla komşumuzun radyosu vardı o zaman
Bizde yoktu…
Gecenin böcek sesleri içinde açardı radyoyu
O anlamlı türkülerin birazını ben de duyardım uzaktan,
Geceleri yalnızdım, yapayalnız.
Hiç değilse bu ses yalnızlığımı dağıtıyor.
Rüzgar ılık ılık eserken yarın yapılacak işleri düşünürdüm.
Derken tulumbanın sesi sessizliği böler,
O ses ne güzel gelirdi bana, susardım.
İyice çekilince herkes yürümeye başlardım.
Bu kadar işten sonra ıssız,
Tertemiz bir havada yürümek,
Hiç yormazdı beni.
Uykum bile gelmezdi.
Durmadan o şehirden o şehre giden
Otomobillerim sesini duyup iç çekerdim
Birgün benim de olmalıydı….
Bütün bunları düşünürken dayanamadım.
Doğduğum büyüdüğüm, sevdiklerim gömdüğüm,
Güzel anılarımı yaşatan bu yere geldim.
Onbeş, yirmi yıl önceki gibiydi her yer…
Yemyeşil mis kokan havasıyla…
Yalnız ben buraya yabancılaşmışım artık
Burası da bana yabancı.
Yine de birden alışıverdim
O ağaç altını, tulumbayı, yıkık dökük kulübemizi görünce
Sanki hiç ayrılmamışım…
Bahçeyi suladım yine, şarkılar mırıldandım
Derken birden geçip giden onca yılı unutup
Dedeme sesleniverdim, ses yok,
Öldüğünü unutuvermişim….
Kulübemizden çıkan insanlar bana bakıyor,
Buranın bizden sonraki sahipleri…
Kendimi tanıttım sonra,
Yıllar geçmiş aradan zor tanıdılar…
Ancak o zaman anladım buraların kıymetini.
Eskiden dünyanın güzelliklerin görmek isteyen ben,
En büyük güzelliği terk etmişim o zaman anladım.
O zaman anladım,
Toprağını, suyunu özlediğim yere
Ne kadar yabancılaşmışım.
19/06/2006
Ayşegül TEZCAN