Sürgünün gözleri rüyanın bakışlarına takılmış
Zaman yorgun kaderin pençesine düşmüş
Lavanta gülüşlü yar kalbin yamacında
Kederin yağmurları hayatın renklerinde

Hasret mahpushanesi çilenin girdabına düşüyor
Dağların çiçek kokuları görüş gününde
Güneş çiçekleri rüyanın mahşerine siniyor
Yorgun kalpler kaderin vurgun uykusunda

Sürgünün tenhalığı çilelerle perdahlanıyor
Kadife renkli aşklar çiçek defterimde yanıyor
Zamanın gülleri sürgün gülüşlerini saçmış
Gurbet kahvesi hazanın vurgun yağmurunda

Kaderin yorgunluğu gözlerime çökmüş
Bergüzar kadehim sürgün meyhanesinde
Sürgün defterim hatıraların rüyasında
Kederin renkleri şafağın kanserine dağılıyor

Mahşerin çiçekleri hazanın sinemasına düşüyor
Sürgün fotoğraflarımda kavrulmuşum
Sonsuz hapisler kaderin mahpushanesinde
Sürgün mektupları kalbimde yanıyor

Gurbetin trenleri sürgünün prangalarına demirliyor
Tutsak sevinçler beyhude gülüşlere kanıyor
Yetim gülüşler sürgün treninde soluyor
Tren garları sonsuz gurbetleri uğurluyor

Aşkın tılsımında gönül şelalesine dökülüyorum
Hicran bestesi sürgün gemisinde çalınıyor
Yorgun gözler denizin meltemli uykusuna dalıyor
Yetim aşklar sürgün kalplerde doğuyor